TESLİMHANE
  Yaradana kulluk insana kulluk
 
diyelim…
ben bir işçiyim ve bir patronum var benim…
bu benim mutlak ve nihai anlamda onu patron kabul etmem manasına gelmez
ta ki tutup o patronumu
O her şeyin Sahibi olan mutlak Patronuma denk tutucu eylemlerde bulunana dek…
işte bu O’nunla birlikte ona da hizmetçilik ettiğim anlamına gelir….
ki bu da O’na ortak koşmam demektir ..
ama onun çizdiği sınırlar içerisinde ona hizmette bulunuyorsam
bu da aslında O’na hizmet ettiğim ve O’nun hizmetçisi olduğum sonucuna çıkar…
bu örneğin bir komutana itaat içinde geçerli olan bir durumdur
benim O’nun meşruiyeti içinde bulunan bir yönetime tabi oluşum da …
ne var ki sapmış bir düzene tabi olmamla elbette ki …O’na ortak koşmuş olurum .
ki ‘ilah’  bu mutlak üstünlüğün de bir terimidir zaten…
evet her nefis yeri gelip O’na karşı başka bir varlığı(kendisini) tercih ederek günaha yönelmiş
ve bununla da ona ortak koşmuş gibi görülebilir…ancak burada çizilmiş bir sınır vardır..
1-işlediğin zulmün ve haksızlığın kendinle sınırlı kalması
2-işlediğin bu zulmün başka nefislere de yöneltilmesi..
evet bu ince çizgi ile işlenen suçlarında cezaları belirlenmiştir…
toplumsal düzeyde ki suçlar cezalandırılırken kişilerin benliklerini aşmayan suçlar öte dünyaya bırakılmıştır..
işte bu ortak koşuşta da sırf nefsini kendin için otoriterleştirmek ile değil  başkalarını da bu otoriteye yönlendirmekle….
 ya da başka bir nefsi otoriterleştirmek ile gerçekleşir..
örneğin fraun’un yaptığı nefsini ilahlaştırmak…mutlaklaştırmak ve kendisini O’nun katında da patron ilan etmedir…
ve ona hizmet eden kimseler ise onu ilahlaştırıp zulmü dışlarında ki bir nefse de yaydıkları için şirk boyutuna varmışlardır…
o halde bu sınır da kalmak kaydı ile ne o işçinin hizmeti bir ortak koşuştur..ne de patronunun yönetimi bir nefsini ilahlaştırma dır..
tam tersine her ikisinin de yaptığı O gerçek Patrona itaatir.. hak olan bir yolda bulunulduğu sürece
ve de anlamadığım şu ki: neden köle ile bir işçi arasın da böylesine farklılık görülmektedir?
evet belki bir basamak daha fazla bir tutsaklık söz konusudur… ama oda zaten eğer ölüm korkusu duymakta ise itaate devam etmesine dair
Yaradan katından bir ruhsata erişmiştir kendini düşün mesela…esir düşmüşsün diyelim düşmanlarına …
 peki orada nasıl kaçınacaksın günahtan ve yanlıştan? evet köleliği yadırgamaktadır O Yaradanın öğretisi..
hatta bence işçilik denene de  çünkü çokça adaletsizlikler sergilenmektedir…..
ve hak edilen karşılıklar çoğu kez hiçe sayılıp makamları öne çıkaran bencillikler türemektedir…
ama bunun anlamı illa da onun yasadışılığını açıklamaz.. yüce Yaradan vicdanları sınamak için böyle insiyatifsel alanlar da açmaktadır bize..
benliklerimizi hakkı ile görebilmemiz için..
bura da üzerine düşülmesi gereken bence.. bir partona rabb ve ona hizmete kulluk….
ya da O Yaradan’a patron ve O’na hizmete de mesai demenin gerekliliğidir…
çünkü bu O’nun sünnetinde olan bir gerçektir ve hikmetlerine de ancak uygulandığında erişilecektir…
yoktur Yaradan dan başka bir mutlak otoriter
———————————————————————————————-
haşa! hasan bey… ben ne köleliğin teşvik edildiğini ne de yüce Yaradan’ın böyle bir zulmü sürdürmenin ve
  kapılarını açık bıraktığını söyledim.. benim tek derdim o var olan gerçeklerin  birilerine anlatabilme çabasıyla farklı anlamlara çekilmesini
engellemeye çalışmaktır.. çünkü bu şimdi bize hoş gelse de yarın birileri bunu kullanıp O korunmuş belgelerde çelişkiler yakaladım diyerek
bu zanlarımızı kullanırsa ..bunun hesabını nasıl veririz.. baksana bir verdiğin şu delillere..
Sahibimiz Kendisi ile kulları arasında ki ilişkiyi örneklemek üzere bize tutup …
her hangi bir hizmetçilik ya da memurluk vasfı bulunmayan yanımızda ki garibanlardan mı örnek getirmekte?
 bari en azından işçiden ya da ameleden örnek verse çok daha fazla şey ifade etmez miydi bu….O’nunla olan ilişkimiz adına?
 hem neden size sorduğum o 4/6)’ya göre madem evlenecek çağa erişmiş yetimlere mallarını vermemiz gerekmekte…
peki (4/3)’te ki adaletsizlik açıklamasını nasıl olup malları konusu ile ilişkilendirebiliyorsunuz?
bunun neresi mantığa sığar?…evlendirebildiğimize göre onları…malları üzerinde nasıl bir yetkimiz kalmıştır da ….
bu konuda adalet sıkıntısı çekelim? peki o yetimlerle evlenmemiz de sizce haram mı yoksa?
bu harekenin dediğiniz şekilde olmasını mantıklayacak hangi deliliniz var?
işte beni en fazla üzen de budur….yeteri miktarda doyurucu dayanaklar getirmeden çıkıp birilerinin mantığına hoş göstermek için
yüce Yaradanın yargısını (dinini)değiştirmeye kalkışmak… sizinle ya da başka birisiyle inanın cebelleşmek istemem..
ama Yaradanımın bana verdiği yetkiye dayanarak hataları bildirmeliyim..
bırakın ben kulluğu köleliği…onlarla farksız gördüğüm şu sömürü çarklarına hapsedilmiş …
asgari ücrete tabi…hizmetliğe ve memurluğa da Sahibimin hoş bakmadığını söylüyorum…
ve zaten anlatmaya çalıştığım da bu size….uğraşacağınıza o dönemin gerçeklerini inkara ..
şu çağdaş köleliklerin de biraz yasadışılığını ansanıza..bence bizler bunun için bu çağda bulunmaktayız…
onlara ‘abd’ı kul diye ..köle diye çevirmenin ne anlamı var şimdi….
memur ya da işçi diye çevirmemiz çok daha fazla şeyleri çağrıştırmaz mı bizlere?
 yaşamların  ve bilinçlerin Yönetmeni olan..yüceler yücesi Yaradan size bana ve herkese doğruluk versin…
.ve doğruyu en çıkarsızca arayanlardan kılsın… bizi gurur ..kibir..ve büyüklük taslamaktan uzak tutsun her zaman…
ve bizi gerçeğe bundan çoooooooooooooooooooooooooook daha yakın bir yola iletsin…
(açıkçası tesettür konusunda ki bütün fikirlerinize erişebildiğimi sanmadığımdan …vakitsizliğimden….’çoğu’ genişliğine sığındım:))
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol