Kur'an Erleri ve Kur'an Davetçileri olarak Kardeşlerimizin yazılarını insanların inanç ve değer yargılarına aykırı sözlerle süsleyerek yazma israrlarına duyarsız kalınamaz/kalınmayacaktır.
(yazılarımda süslemeyi sevdiğim elbette ki bir gerçek..
Hatta doğru
insanların inanç ve değer yargılarına
ters de düşebiliyorum çoğu kez...
Ama bil ki bu  ancak
Sahibimin bana bildirdiği
o inanç ve değer yargılarına
ters düştüğü müddetçe..)

Bu türden yaptığımız ve benzerlerinde yapacağımız işlemlerin Ameli salihattan olduğunu düşünüyoruz..
Bu konuda titiz davranan Moderatör arkadaşlarımın gösterdiği hassasiyete teşekkür ediyorum.
(titizlik = kovmak yerine ..sözcüklerin kilitlenmesi)


Son zamanlarda maalesef bazı arkadaşlarımızın bize hiçbir yarar sağlamayacak, içimize sadece ayrılık sokacak ve bizi hedeflerimiz açısından zor duruma sokacak bazı konuları ısrarla kaşıdığını üzüntüyle görmekteyim.
(kaşıyan konudan kastınız
 eğer yönetim sistemi ya da bir takım atalar meselesi ise
Bil ki kaşıyan kimse dediğin.
.konuyu ilk açan kimsedir hep…
peki bak bakalım bu konuları ilk açanlar kimlermiş öğrendin mi?
)Ben her zaman böyle tartışmalı konuları gündeme getirmekten kaçınırım. Çünkü bizim daha öncelikli işlerimiz var.
(eğer kastın devletsel batıl hükümler ise
 ben şahsen o ilk tevhidi açıklarken
 dile getirdiğim (tek hüküm koyucu ..Tanrıdır) düsturumda
onların da batıllığından söz ederim genelde)
 En öncelikli işimiz ise gerçek bir birliktelik sağlamak, “biz” diyebileceğimiz bir birliktelik...
(ve yine onlara söz ettiğim
bir şey daha var ki
o da ;”gelin ortak bir sözde buluşup ..
kendimize O tek  İradeden başka  …otoriteler tutmayalım..
O’nun berisinde bir birlerimizi
mutlak önderler ya da Efendiler kılmayalım..
O o tek olana ve O’nun buyruklarına
beraber teslim olalım)

Atatürk, laiklik, sistem, cumhuriyet... Maalesef bu konular, bunların üzerinde gereği kadar kafa yormadığını açıkça belli eden (nazik olmaya çalışıyorum) arkadaşlarımız tarafından ısrarla sorgulanıyor.
(evet bilirim nezaket..
 ama bunlar maalesef öyle kafa yormayı gerektirecek
mevzular da değildir…
her şey zaten çok basit ve de gayet açıktır…
“ben diyorum ki
O’nun indirdiklerinde bulunmayan
ve bulunmasının da hiç bir
mantığı/hikmeti bulunmayan
 tüm yasaları ezip geçmemiz gerekiyor
O’na gerçekten de
 teslim olabilmemiz için..)

Ben ehli sünnet arasında iken (aslında hiçbir zaman ehli sünnet değildim; sadece aralarındaydım)
(peki ehli kimler arasındaydın o halde…
senin ataların ve yetiştiricilerin kimlerdi..atatürkçüler mi?..
çünkü ben bu ülke de
bu ikisinden başka bir ihtimal görmedim)
 Atatürk düşmanlığının bu kesimde yaygın olduğunu ve bunların “alimleri” tarafından sürekli pompalandığını biliyorum. Bazı arkadaşlarımız bu beyin yıkamanın hala etkisi altında olmalılar.
(bu ispatlanmadan söylenecek bir itham değildir!
Nezaketinize söyleyin bunu nerden çıkarmış?
 Kendisine böyle bir etkiyi yansıtan neyimiz olmuş?
 ikinci memetler için “katil” demememiz mi?
ya da yoksa “kahrolsun ehli sünnet” ..demememiz mi?
 …öyle ise bilsin ki bu koca bir yalan.!
Yazdıklarımızı bilenler
Elbetteki bunları dediğimiz bilecektir)
Bir soru sormak istiyorum: Atatürk din düşmanı mıydı? Bence evet, din düşmanıydı; benim de düşmanı olduğum, ülke insanını hiçbir şey üretemez hale getiren, kadınları toplum dışına iten, mal gibi değersizleştiren, çarpık bir şeriat anlayışıyla toplumu asrısaadet ütopyasında kilitleyip gelişen yaşamdan koparan o karanlık dinin düşmanıydı. O dinin hepimiz düşmanıyız; eğer dini sadece Allah’a has kılıyorsak.
(o dine olan düşmanlığını
Bu başlıklar mı sağladı?
 üretimden yoksun..kadınları piyasaya çıkarmaz..
toplumu asrısaadet ütopyalarına kilitlemeleri
 ve modernizimden alıkoymaları?
tek hataları bunlar olabilen bir dine düşman edinebilmem için..
önce Sahibime ortaklar koşan
o yığınlarca dini ve saçmalıklarını halletmem gerek..
Zira O
hayatımın Sahibi belirler..
benim kuracağım başlıkları )


Unutmayın ki bu düşman olduğunuz insan olmasaydı bizim gibileri yaşatmazlardı; kelimenin gerçek anlamıyla derimizi yüzerlerdi.
 (derimizi yüzmedikleri için
 hiçbir batıla şükredilmez/karşılık verilmez…
şükür ancak Yaradanadır….
O zalimleri zalimler eliyle def eder!....
yaşamamızın tek yararı doğruları açıklamaksa..
bence şu an bir çoğunuzun ölmesi evladır)
 Bakın Osmanlı tarihine de biraz kafanızı kullanın.
(nezaketinize bağışladım)
Bugün dinimizi Allah’a has kılmak için mücadele verebiliyorsak ve bunu duyurabiliyorsak o düşman olduğunuz insan sayesindedir.
(ne bunu şu an  hakkıyla yapabildiğimize
 ne de yapılmasına müsaade edilebileceğine inanıyorum..
 varsa eğer inanan
bana en ufak bir gerekçe ya da mantık göstersin…
üç beş internet kullanıcısına
 erişebilen iletiler bile..böyle kilitlenmiş
yanlışları söyleyen
 onca insan zindandayken..)

 Şunu iyice bilelim: Dini Allah’a has kılmanın yolunu bu ülkede Atatürk açmıştır. Sevmeyebilirsiniz. Sevmek zorunda da değilsiniz. Ama biraz saygı.
(sorun sevip sevmemek değil ki..
sorun onu sapmış ya da sapmamış olduğudur…
Dini Allaha ..
yani O mutlak İradeye has kılmak ..öyle mi?
Peki din dediğin nedir senin?
Camiden ya da yüreklerden
Bir an olsun dışarı..
hele hele de yasama ve yürütmeye adım atamaz şey mi?
böyle bir dine lanet ederim ben!
Git Sen Böyle bir dini .. putlarına has kıl!
yok “din= hem bu dünya..hem de ötesini kapsayan..yargı sistemi”
 diyorsan
atanın koyduğu hiç bir kuralın
 Yaratıcının indirdiklerinden
zerre kadar esinlenmediğini …apaçık bir gerçektir..
yani O yüce Yaradanı
ortak olarak dahi egemen kabul etmemiş…
hükümlerini tamamıyla .hayatından kaldırmış
ve insanları da aldatmaya
arapçadan taarzancaya …çeviriler yaptırmış…)

Bir hanif müslüman Atatürk’e niye düşman olur? Eğer diyorsanız ki şu anki sistem dinsiz bir sistemdir hemen söyleyeyim ki şeriat ile yönetilmekten kat kat iyidir.
(birisine düşmansın..
ama bakıyorsun ki düşmanlığı ..başkasında daha az...
onu hemen dost biliyorsun öyle mi?)
Sanmayın ki laik bir insanım, benim hukuk sistemi için beğendiğim şekil de laik bir hukuk sistemi değildir.
(demek ki göklerden referans alınmasından yanasın..
eğer laik değilsen)
 Ama şu ana kadar üretilen yönetim sistemlerinin içinde en iy..isi Cumhuriyettir
(peki hangi cumhuriyet?.
.iran da cumhuriyet Libya da Ermenistan da..
hepsi mi iyidir)
ve bu kadar yobazın olduğu bir ülkede bu sistemi korumak için laiklik olmazsa olmazdır.
(yani laik olamayan
 iran türü bir cumhuriyet olsaydı
bu yobazlar isyan edip ..krallığımı getirirdi?)
Ve şeriat olarak aklınıza her ne geliyorsa bilin ki laik bir hukuk sistemi hepsinden iyidir.
(şeriat denilince akla
tek gelebilecek karşılık: hukuktur..
 ve ben hukuk sistemi olarak
 Sahibimin indirdiklerinden
iyisini görmedim..
çünkü O Şa’ırlerin
yani şeriat koyucuların en üstünüdür)
Hem hiçbir alternatif üretemeyeceksiniz, hem de bedeli çok büyük olan bir devrimin kazanımlarını hiçe sayacaksınız; tehlikeye atacaksınız.
(üretmemize gerek yok ki…
zaten ortada her şey..
Sahibimiz bizi bağışlayıp bunu zaten sunmuş
Hükümlerimizi de bildirmiş..terazilerimiz de
liderimizi de belirlemiş şuralarımızı da)

Cumhuriyet mirasını israf ederek harcamış bir kesimin beceriksizliği yüzünden Atatürk’e düşman mı olacaksınız?
(bunlara gerek yok ki..
kendisinin eylemleri yeter de artar zaten)
Şimdi bu kesim ile yobazların arasında büyük bir kavga vardır. Bütün ülke bunların savaşına kilitlenmiş durumda. Gelecek için projeler üretemiyor. Birisi aklını asrısaadet ile bozmuş öteki tarafın ise hiçbir vizyonu yok. (yani vizyonu halletseler tamamdır?)
Bir kısım ise kendini hiçbir zaman gerçekleşmeyecek ve benim de taraftar olmadığım bir Avrupa Birliği hayaliyle avutuyor.
(bu avuntular ve cephelerden bize ne?
 biz cephenin birisine  katılalım mı dedık?
tüm.bu ithamların hakkında
o duruşma gününde inan ki ..şikayetçin olacak!)

Devrimlerin kanlı olduğundan, ülkedekeki dini hassasiyetleri zayıflattığından ya da Atatürk’ün yabancı devlet temsilcileriyle olan yazışmalarından falan söz edebilirsiniz. Belki halifeliğin kaldırılmasından vs... Rahat koltuklarınızdan çok kolay suçlayabilirsiniz. Ama bir yandan içeride gelecek için hiçbir umut vermeyen karanlık bir düşünceyle mücadele edeceksiniz; bir yandan dış tehditleri idare etmek zorunda kalacaksınız. Şimdi kurtuluş savaşını abartıyorlar ama eğer ülkeyi işgal eden güçlerden Grekler dışındakilerle savaşmak zorunda kalsaydık asla bu ülkenin topraklarını geri alamazdık.
(hah..çıkar dilinde ki baklayı..
desene sabahtan beri mesele tepemizde ki insanların jorçlar değil memetler olması
desen sen de o vatan millet..sakaryacılardansın
Senin yazı çelişkilerle dolu..
Bir, adamın icraatı laiklik hepsinden iyidir diyorsun..
bir, ben de aslında beğenmiyorum diyorsun…
bir, adam yaptı ama niye yaptı..larla
 yaptıklarının aslında yanlış olduğunu.. kabul ediyorsun…)
Atatürk çok ince bir politikayla halifelikle olan bağını kopartarak ülkeyi batının hedefi halini alacak olan bir dünyanın parçası olmaktan kurtarmıştır. Çünkü bundan sonra savaşamayacağını, bu ülkenin ve bu halkın onu kaldıramayacağını biliyordu. Barış istiyordu, ülkenin huzurunu istiyordu ve bunun için gerekeni yaptı
.(yani aslında halifelik güzeldi..
paşa paşa atalarımızın dinini sürdürüyordu..
ama ülke elden gitmesin diye atan bu taviz verdi
ve onu  kaldırdı
öyle mi?)

Devrimlerin kanlı olduğundan şikayet edecek olan varsa bilsin ki bu yobaz takımının anladığı başka bir dil yoktur.
(aslında neticesinin batıllığı yüzünden ..
kanlı kansız olmasına ben şahsen gelemedim..
ama biliyorum ki
o muhammedi örnek alacak kimse
doğruluğu aktarırken
yamyamlara bile asla ..zorbalık gösteremez!)
Ne zaman zayıf kalsalar kuzu postuna bürünürler; baktığında yumuşak ve iyi insanlar zannedersin ama ne zaman fırsat bulsalar seni kıtır kıtır keserler. Bu kadarı da olur mu canım demeyin. Bu bir gerçek. Bakın şunların “alim” dedikleri insanlardan bazılarına... Nasıl da çevrelerini saran cahil güruh tarafından pohpohlandıkları zaman iyi görünüyorlar ama kendi düşünceleri tehdit altına girdiği zaman nasıl da çirkinleşip küfür, hakaret ve iftiralara başlıyorlar. Dr. Jackel Mr. Hide misali. Ülkenin insanlarının çoğu bunlar gibi değildir. Bizim saf insanlarımız bunları iyi ve zararsız zannediyor.
(sana haksızlık yapacağına adın gibi inansan bile bir adama asla haksızlık yapamazsın!)  Bizim insanlarımızın çoğu dini iyilik adına kullanır ve aşırı gitmezler ama bu yobazlar gizli militan takımıdır. Bunlara asla fırsat vermeye gelmez. Alternatif üretmeksizin sisteme saldırarak (ki alternatifiniz olduğunu zannetmeyin) ancak bunları güçlendirirsiniz.
(benim umurumda değil..
o zalimler bu zalimlere göre daha beterdiler diye ..
asla meşru kılamam!
Sahibim beni kimlerle sınayacağını
 en iyi bilendir.
Ve minnetler de ancak O’nadır)

Allah’ın rızası için yaşayan biri şunu çok iyi bilsin ki Allah’ın istediği sistem asla ama asla şeriat-ı muhammedi değildir.
(şeriatı muhammed’ kelimesini Arapça olarak kullanıyorsan
bu yalandır..
ama Osmanlının doldurduğu
 kavramlar olarak kullanıyorsan
 haklısın)
 Zamandan bağımsız düşünemeyiz. Şeriatın son vahye kadar sürekli değiştiğini biliyorsunuz değil mi?
(biliyorum ama
bunu değiştirenin asla ve de asla
bizim gibi döl parçası
olmadığını da
 biliyorum)

Şimdi şöyle düşünün el kesme ile ilgili ayet indiği zaman o zamanlarda “olur mu canım? Bizim modern hukukumuz var, müesseselerimiz var, kurumlarımız var...” diye bir itiraz geldi mi? Gelmedi.
(gelmesinin imkanı var mıydı peki söyle?
Kim edecek…teslimkàrlar mı?
O tertemiz topluluğu bu tür ithamlardan
Kilometrelerce uzak bilirim!)
Gelecek olsaydı Allah böyle bir ayet indirmezdi!
(şu an yüce Tanrı bunu indirse
 itiraz edebilecek düzeydeyiz.
.bu yüzden de indirmesi imkansız öyle mi?)
 O toplumun böyle gelişmiş bir hukuku olsaydı Allah bu hukuka bu şekilde müdahale etmezdi;
(şu an ki hukuklarının o zaman ki hukuklardan gelişmiş olduğuna dair
Elinde Ne deliller var?) ancak adaletin sağlanması yönüyle. Allah, adalet sağlansın diye kanun hükmünü sabitler; fesat çıkarmak için değil. Biraz aklınızı kullanırsanız niye şimdi bir vahiy inseydi asla içinde el kesme gibi bir konu olmayacaktı anlardınız.
 (bu sözlerin dayanaksız ve zan ürünü şeylerdir …
aklını elbette kullanacaksın
ama mantıklı bir dayanağın olacak..
o devirde olmayıp bu devirde olan nedir ki bu kanıya varıyorsun?
 Hırsızlıklar mı azaldı?
 Hırsızlar mı çoğaldı?
 Kesici aletlerin mi telef oldu..
ne oldu ne? )
Bu söylediklerimin Kuran’da delili var ve yaz aylarında vakit bulursam bu konuları açacağım. Biraz aklınızı kullanırsanız yerine koyacak birşey üretmeden bu sisteme saldırmanın ne derece büyük bir ahmaklık olduğunu anlarsınız. Bu sistem bizim güvencemiz, kalkanımız
.(üslubunla delillerinle
 mantığınla çelişkilerinle zaten
her şeyi ortaya koyuyorsun…
kusura bakma ama
yaz aylarını hiç merak edesim yok!)

“Karanlığa küfür etmek yerine bir mum da sen yak” sözü sizin için hiçbir şey ifade etmiyor mu? Anlamsız tartışmalarla lütfen birliğimizi ve forumlarımızı tehlikeye atmayın.
(tehlike olan
birilerinin kuran başlıkları ile
 insanları başka batıllıklara sürüklemeleri..
ve bununla da ;;Tanrıyı laiklerden daha fazla düşünen
o muhafazakar kesimi
haniflikten soğutmalarıdır)

Başkalarına düşmanlık üzerine kendini tanımlayanlar ancak zavallılardır.
(işte bu ithamlarınla
sen de üzerinde kimler tarafından
 ne etkiler bırakıldığını
ortaya koyuyorsun)
Buna Allah’ın dinini alet etmeyiniz. Allah’ın dini ile güzellikler üretmeye çalışınız.
(çirkinlikleri terk etmeyene
O mutlak İrade
 güzelliklerini bahşetmez!) Önce kendiniz bir yere geliniz, ondan sonra başkalarına akıl öğretmeye, yol göstermeye kalkınız.
(bizim bu inkarları ve satırları yazacak
kapasitemiz olmadığına karar veren
o zannını da
Allaha havale ederim!)

Aranızda bu sistemi en çok eleştirme hakkına sahip olan benim
.(Tanrıdan bir söz mü aldın.yoksa diplomaların mı çok ?)
 Eren Erdem kardeşim beni bilir. Şura yapılanması adı altında Kuran’a uygun bir sistem üzerinde çalışıyorum. Sistem eleştirilir ama bunun da bir dozu vardır.
(doz normalitesi olarak
bu yazını mı göstereceksin
 yoksa başka bir şey mi?)
Birilerinin hiçbir değer üretmeksizin bizi zor duruma sokacak şekilde sisteme eleştirinin ötesinde haddi aşarak saldırmasını aklım almıyor. Dahası bunu hazmedemiyorum ve kınıyorum.
(eleştirmek ile  saldırmak arasında ki
 farkları bana anlat da..
hangi katagoriye dahil olduğumu.. hakkıyla görebileyim..
Sizi zor durumda sokuşumuz
yoksa çok değerli forumunuzun kapatılacak olması mı?
bu forumlara ne ihtiyacın var ki sizin
bu konuştuklarını konuşabileceğin
onlarca forum var zaten…
hele de atatürkçü düşünce derneğinde
bu yazılarını inan
çiçeklerle bezerler..)

Lütfen Kuran’da Musa’nın bir adamı öldürdüğünün anlatıldığı kısımdan ders alınız. Lütfen aklınızı kullanın. Sistemin yobazlarla savaşının arasına girmeyin.
(arasına marasına giren yok!
Bunu da nerden çıkardın?
 İki tarafta birbirinden farksızdır demek mi
 aralarına girmek?
bundan başka ne demişiz söylesene?)

Yusuf Mısır’a girdiği zaman onların putlarına söverek mi yükseldi zannediyorsunuz?
(ne ben ..ne de bu düşünce de olan kimsenin
sövüp saydığını görmedim..
kanıtla!)
Eleştirinin de bir edebi vardır. Böyle olmadığı halde Allah Yusuf’u ne diye iyi anıyor? Yoksa Allah takiyyeciliği mi teşvik ediyor. Hayır, hayır! Bilmeden konuşuyorsunuz. Müslümanlık böyle olmaz! Bu müslümanlık değil, müslümanlık taslamaktır.
(alakasız örnekler verip durma!
şimdi de takiyye işine mi geldin?
 yusuf putlarını inkar için
 görevlendiği halde putlarına mı dokunmamış?
 Allahtan hükümler almış ama..
Ona kralın hükümlerini
tercih mi etmiş?
Zamanında o refahçılardan da çok duyduğum
 bu ve buna benzer iftiralardan
 ben yusufu ve tüm elçileri tenzih ederim!)
Yoksa resuller sizin kadar bilmiyor muydu? Musa’nın Firavuna güzel sözlerle hitap etmesinin söyleyen Tanrı’dan daha mı Tanrıcısınız?
(şu kullandığın cümlelere bak…
çirkin sözlü olduğumuzun
bir kanıtı olmadan …
ne ağır sözler bunlar!)
Yoksa Allah’ın kendisiyle konuştuğu Musa’dan daha mı yakınsınız Allah’a? Eğer öyleyseniz delilinizi getirin. Hayır, bu cehaletten başka birşey değil.
(boş konuşmaktan başka
 nedir bu sözler?)
 Hem yerine koyacak birşeyiniz yok, hem de güvencemize saldırıyorsunuz. Biraz akıllı olun lütfen.
(yerine koyacağımız şeyi de .
.kaldıracağımız şeyleri de bildiren
O yüce Sahibime övgüler olsun ki
 sizin yüzünüzü bize erken gösterdi!

Bana Sahibimizin indirdiği yasaların
o günün insanlarına hitap ettiğini
 ve bizlerin de
 farklı bir uygarlık seviyesinde  kimseler olduğumuzu
hangi delillerle açıklıyorsun?
Bu dediklerini söyleyen
Biri ile de tartışmıştım..
Bana kendisi 100 değneğin şart olmadığın söylemişti..
Ben de ona
bu hükme varacak
ayet ya da mantıkların ..neler olduğunu sormuştum
Zinalar azaldı da ondan mı demiştim
Yoksa Arabalar bilgisayarlar icat oldu da ondan mı?.
batıya rezil olacağımızdan
söz etti durdu. kendisi.
hayır dedim hayır!
Nasıl okuyabilirim
böyle bir gerekçeyi
duruşma günü Sahibime?
hem bu sınırlamaları yapabilmenin de
 hiç bir imkânı yoktu
hangi çağdan sonra ya da
hangi değişen olaydan sonra
hangi hükmün değişeceğini.. nasıl bulabiliriz?
imkânsız bir ölçümdür
ondan da öte dayanaksızdır!
Bu hükümlerin ana sebebi…
 mihenk taşı oluşlarıdır
Çocuk pornosu işleyene. kaç bin sopa vuracağımızı
işte o yüz sopanın
 cezası ile
 çıkarırız..
o kanunları bırakırsanız..kimin ..
Fransızların uydurduğu kanunları mı yoksa
ölçüt alacaksınız?

“yoksa hukuk sisteminde ..
O mutlak İrade/Allahın.. izin vermediği şeyler hakkında
yasalar koyan ortakları mı var?(42/21)

Peki bizlere böyle
 bir yetkinlik bahşeden Allah
Neden bu yetkiyi Musalara
ya da Muhammedlere bahşetmedi?
Neden onlara da :
”haydi sizler aklınıza ve çağınıza bakarak
Öldürmenin Zinanın ve hırsızlığın cezasını
ya da mirasın ve diğer konuların düzenlemelerini yapın” yerine  ..
onlara kıstas alacakları..
kurallar bildirdi?
akılları ve vicdanlarıyla
o seçilmiş o elçilerin kapasiteleri.. yoksa
bizden daha mı düşüktü?
Eğer O Hükümranımız bunu
Bizden istemiş olsaydı
elçileri ile örnekleyip..
.uygulamasını sunmaz mıydı?
yüce okunuşta böyle bir izni bildiren,
ya da esinleyen  bir belge bile yokken..
elbette ki böyle bir .. örneklemede bulunmaz!
Yaradanın bu yargınızı
ve de kurallarınızı
onayan bir belgesi/ayeti bulunmaz!
Tersine tüm kanıtlar..bunu yalanlamaktadır..
Batıl olduğu halde Sahibimiz
ehli kitabı bile
kendi kitaplarına çağırmışken
Bizler gerekçesiz ve mantıksızca
O korunmuş kitabımızın hükümlerine reddedemeyiz!)