TESLİMHANE
  bedense erişim vardır2
 

 

Safbilgi yazdı:

 

 

KURANDA NAMAZ YOKTUR,NASIL KILINDIĞI,KAÇ REKAT KILINDIĞI,KAZASININ OLUP OLMADIĞI,HASTALIK HALİ ,BOZAN KURALLAR,HANGİ DİLDE NE OKUNACAĞI,İMAM,MUEZZIN,KAÇ VAKIT 2,3,5....VS BUNLAR TAHMINI VE ZORLAMADIR,KURAN EKSIK DEGILDIR.(dedim ve yine inatla demeye devam ediyorum:..doğru kuranda(okunuşta)  ‘namaz’ diye bir sözcük yoktur sàlà (erişim)vardır..ve bu erişim için de yukarı da saydıklarından hariç hiç birisine gerek yoktur ..ki olsaydı zaten Sahibimiz bize en güzeliyle bildirirdi.. yalnızca vakitleri vardır ve onlar da bildirilmiştir ..eğer Yaradanın bize belirsiz gibi gelen bir buyruğu varsa.. bil ki bu da bir hikmete binaendir.. yani bununla bize genişlikler sağlamaktadır..tıpkı tesettür ile ilgili olarak indirdiği hükmünde keskin sınırlar yerine salt sınırlar çizip… gerisini de toplumsal düzey ve vicdanlara bırakması..ya da örneğin abdestin ayak ‘yıkama/mesh’ kısmı gibi ..imtiyazlara ve koşullara bırakması gibi…evet O sınırlarını dilediği kalınlıklarda  çizendir …eğer kişi  ‘gecenin yakınları’ndan akşamın kastedildiğini anlıyorsa anlar..ama sakınan/takvalı bir hizmetkàrsa yatsı anlar ve kılar…ki bu sınavın bir gayesi de inananlar arasında ki dereceleri ortaya çıkarmaktır)


Salat,İslam beytine yani İslam ailesine girenlerin,bildiğimiz bir aile yapısı ve bağları gibi Allahı ve birbirlerini sevmeleri,destek vermeleri,bağlılık,yükümlülük göstermeleri,irtibat halinde olmalarıdır,
(peki ya en önemli olan kısmı: Yaradan ile irtibatları?)hayra barışa çalışmalarıdır. Müminler birbirinin kardeşidir..İslam ailesine girenlerin göstermesi gereken bağlılık,misak (doğru ayağından biri de budur ..ki cemaat olup Yaradana birlikte yakarma da bence bundan doğmuştur) yani salat dosdoğru Kuran ögudunu icra ederek ,sımsıkı sarılarak,hayata geçirerek olur.İlkel bir kabile için bile salat kavramı aslında basittir. (peki, sen bu yaptığın sàlàt tarifini .. o şekilsel tarifini bulamadığın yerlerden mi buldun söylesene?)




(Bakara 45 “Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşû duyanların dışındakiler için ağırdır”(bak burada ki erişim(sàlàt)bence şekilsel tapınmadır..nitekim namaz kılanların bile birçoğu onu bir yük olarak görüp bir an önce kurtulmanın derdiyle kılar)


Secde itaat etmektir,hiç bir ayette yere kapanma anlaında değildir,hıç bir ayette salatın parcası olarak gecmez,hep ayrı fııller olarak gecer.
(niye itaat(secde) senin dediğin sàlàttan(bağlılıktan)başka bir fiil mi?)Kutsal kurban tasının,arapların bas putu Allatın önunde yere kapandığında Allahın önunde yere kapandığının delılın nedır,eskı putperstlerde aynı şeyı yapıyordu,uyan Allah sekıl değil,sah damarından yakın,sekılsel olmayan bir varlığın önü,arkası olmaz,ancak sembol tas koyarsın,buda zaten putperstliktir.(şekilsiz hiçbir şey olmaz ..sen nasıl dua ediyorsun otursan da dikilsen de illa bir şekilde değil misin?biz insanız ..iki kuruşluk heriflerin önünde bile şeklimiz şemalimiz düzeltiriz?yaslanmışsın yastığa iki bacağın bir tarafta ..ellerin affedersin şeyinin üstünde yakarabilir misin Yaradana?madem Yaradan şekle önem vermiyor neden yapamıyorsun? Çünkü vicdanın..çünkü söz dinletemezsin… edepsizlik ettiğini düşünürsün ..çünkü bu senin kültürün olmuş ve bunu üzerinden atamazsın.. babanın karşısında bacak bacak atmayı hoş gösterseydiler sana atabilirdin ..ama insanız ve beden diye bir dilimiz var .. bu yüzden de O’nu çağırırken dilimize bedenimizi de katarız…birileri putlarına itaat ediyor diye Yaradana itaati de bırakalım istersen?)


SECDE:İtaat etme,uyma,kabul etme
(peki bu mecazları doğuran fiil nedir? ..araplar yere kapanmaya ne diyorlar arapçada?)

KIYAM:Ayağa kalkma
(bak burada yazmışsın),Bir işe girişme, kalkışma, teşebbüs etme,Allah için başkaldırma

RUKU: tevazü etmek,Alçak gönulluk göstermek
(bak burada da aslı yok)

SALAT :Risalet,vahiy,öğüt,bağlılık,sevgi ile destek,irtibat
(tabi sen bu irtibatı kullara has kılıyor ve Yaradan ile kurulmayacağını söylüyorsun)

İKAME ETMEK: Ayağa kaldırmak , yeniden diriltmek , icra etmek
(kurmak,kılmak da var)

SALATI İKAME ETMEK: Bağlılığı,desteği,öğüdü icra etmek
(hani irtibat vardı?)



Mealcıler ve gelenekçi tefsır salat ya da salatı ıkame olsun olmasın her yere bolca namaz serpiştırmışlerdır.Oysa salat genış manada olup Allah yolunda verılen her turlu destek,ugraş,ibadettır.İkamede bunu fıılıyata dökmektir.
(bak katılıyorum ama Yaradan ile bağlantıyı da içermektedir)

1 Kuranda oruç ibadeti anlatılırken Ey müminler oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi sizede farz kılındı der,ama namaz için böyle bir ayet yoktur.Siz hangi ayetten bu emri alıyorsunuz?(ne zekat için ne hac için ne cihad için de bu şekilde farzlanmamıştır …illa ‘sizden öncekilere’ gibi bir belirti kullanmasına gerek de yoktur.. çünkü bunun gerekli olabilmesi için iki şeye ihtiyaç vardır 1-kendilerinde bulunmayan bir amel 2-kendileri gibi vahye muhatap olmuş eski toplumlarda var olması.. bağlantı(sàlàt)da arınma(zekat) ve çaba(cihad) gibi _her toplumda oluşu gibi_ araplarda da var olan bir edimdi..ancak oruç kitap ehline hastı..ve bu yüzden de Sahibimiz geçmiş vahyin muhatapları gibi kendilerine de yazıldığını bildirdi..)

2 Rekat sayısı,okunacak dualar,ana dilde ıbadet,kazası varmı, uyku,bozan haller,kurallar,secde,ruku,kıyam nasıl olur sırası nedır,hasta,yaşlı,genç kimler yükümlü,cami adabı,imam, muezzın,kamet,pusula,yürürken namaz nasıl kılınır,eller kollar,dızler,tekbir,selamlama,Ekber niye Allahın ismi degıl,,vakitleri 2,3,5...vs kısacası namaz ıle ılgılı her ayrıntı olmalı Kuranda ,eger eksık olmadığına iman edıyorsak bu konularda dayandığımız ayetler nelerdir?
(aynı saçma sapan gerekçeleri yazıp yazıp durmuşsunuz… bir de yıllarca bunların gereksizliklerini anlatıp şimdiye kadar kur’ana çağıran kimselerdiniz..yarın O’nun huzurunda ne hesap vereceksiniz…boş mazeretler üretip durmayın samimi olun!)

MÜŞRİKLERDE KABENİN ÖNUNDE YERE KAPANIYORDU,BİZİM ONLARDAN NE FARKIMIZ VAR?
(çok fark var çook.. en başta müşrikler kabeye tek başına değil diktikleri putlarıyla beraber tapınıyorlardı...ki ortakçılık işi de zaten buydu.. eğer bir kişi elinde ki bir nesnenin Tanrıyı simgelediğini söyleyip yalnızca ona saygı gösterip yere kapanıyorsa bu şirk değildir..ama o nesne başka birini simgeliyorsa ve onun önünde yere kapanıyor ya da mutlak itaat(ibadette) bulunuyorsa işte budur şirk.. zira onlar gökleri ve yeri yaratan bir Yaradana zaten inanıyorlardı.. ama katında kendilerine kayırıcılık/şefaat edeceğine inandıkları başka şeyleri de ona ortak ediyor/katıştırıyor ve şirk işliyorlardı…işte şirk budur… )

ALİ BULAÇ:ARAF 138 İsrailoğullarını denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa'ya dediler ki: «Ey Musa, onların ilahları gibi sen de bize bir ilah yap.» O: «Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz» dedi.



EGILIP BUKULMEK İÇİN MUSANIN KAVMİ PUT İSTEMEKTE,ESKİ ÖRFLERINDEN KOPAMAMAKTADIR.ŞAH DAMARINDAN YAKIN HER YERDE OLAN ALLAHI PUTLARLA SOMUTLAŞTIRIP SEMBOL EDINIP ÖNUNDE YERE KAPANMAK İSTIYORLAR,el surmek,7 kez dönmek,uyduruk rıtuel,merasımler...vs


(bak:İsrail oğullarını denizden geçirdik. Kendilerine özgü heykellere kendilerini adamış bir topluluğa rastladılar ve: "ey Musa, bunların ilahları gibi bize de bir ilah(çağrıları onayan) yap," dediler. "Siz, gerçekten cahil bir topluluksunuz!," dedi..(araf 138)

 

Öncelikle ali bulaç tarafından bel büküp eğilme olarak çevrilen ‘akif’ kelimesi oruç ayetindeki ‘itikaf’ olarak da kullanılmış ve anlamı ‘kendini adanmak’ olan bir kelimedir ..nitekim yine bu kelime hep tapılan heykellerle birlikte kullanılmıştır…ayrıca onlar “ey musa bize böyle bir ‘İlah’ yap dediler.. ilah: kendisinden medet umulan..fayda ya da zarar vermeye gücü yetendir/mutlak irade anlamındadır.. hiç toplum Yaradanı somutlaştırıp sembol falan edinerek putperest olmamıştır.. örneğin Allah yazılı levhalar yüzünden hiçbir kimse putperest olmamıştır.. olmuşsa nazar boncuğu benzeri Yaradan dışında medet umdukları taşlar yüzünden olmuşlardır )


Samiriler'in ibadet şekilleri müslümanlara çok benzemektedir.abdest alma şekilleri müslümanlarınınkinin aynısıdır.abdest esnasında tevrattan bir parça okurlar,ibadet dilleri aramca'dır.İbadet yerleri müslümanların camisine benzemektedir,İbadetlerinde müslümanların ibadeti olan namazda vardır ve namazlarında müslümanlarınki gibi rüku ve secde de bulunmaktadır.şu an sadece israil ve filistinde yaşayan samirilerin nüfusu çok az olmakla beraber 1000 kişi kadar bir nüfusa sahiplerdir.
(desene samiriler bize Hıristiyanlardan da daha yakınmış)


Ancak şekılsel bır varlığın önunde yere kapanarak sekılsel secde yapılır.
(yalan vallahi ben dümdüz duvarlardan başka bir şeyin önünde hayatımda hiçbir kere eğilip bükülmedim...hatta bazen duvar bile olmayan açık arazilerde kıldım)Buda araya sembol ya da Kabe gıbı bır putta Allahın sekılsel olmayan varlığını somutlaştırarak olur.Putperstlık zaten sembol ıle yaradanı somutlaştırmaktır(bak eğer dediğin doğru olsaydı herkes eline ufak birer kabe putu yapıp onun önünde kapanırdı..tıpkı putperestler gibi…ama yapılan sadece Yaradana simgeler kullanarak sığınmaktır…sen mesela dua ederken ‘Yaradan’ sözcüğünü kullanıyor ve bunun aracılığıyla çağırıyorsun..bu da simge değil mi?) ıbadetlerde ve eskı putperest arap örfudur.Namaz kelımesının etımılojık köku nameste putperest Mecusılerden bir rıtuel ismi olarak geçmektedir,herkes akıl edıp namazın etimolojık kökunu arastırdığında bu gerçeği görecektir.(bilirsin benim literatürümde ‘namaz’ diye kökü sokaklarımda geçmeyen bir sözcük bulunmaz....araştırmam da gerekmez)

SÂBİÎLER:
Aya ve yıldızlara da Allah ile beraber tapan ve ay,güneş i,çin dıkı pıut yapan kimseler.
 (ben Yaradanın dışında hiç bir simgeye ya da sembole tapınmam)yahûdîlik, hıristiyanlık ve mecûsîlik gibi çeşitli dinlerden bâzı inanışları alarak bir din meydana getirmişlerdir.Araplar çoğu Sabiiydi,güneş ve aya secde ediyordu.(ortak taraflarımız olabilir.. bak kendin da söyledin Allaha da tapıyorlarmış mesela)


MUŞRIKLER KENDISINI TEKTANRICI SANIR:

ENAM 23 Elmalılı Sade. 1 Sonra başka çare bulamayacaklar ve sadece şöyle diyecekler: «Rabbimiz Allah'a yemin ederiz ki, vAllahi bizler Allah'a şirk koşanlar değildik.»
(örneğin dinde otoriterleri olan mezhepçiler şeyhçiler yatırlara çaput bağlayanların bunu diyeceği kesin)

Zumer 3 Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır. O'nun berısınden(dunıllahı) kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.
(yaklaştıracağına inanılan her şey aynı hükümde değildir..  Sahibimiz (5/35)de bizi Kendisine yaklaştıracak vesileler bulmaya çağırmaktadır..önemli olan bu vesilenin bizi.. çağrılara ve çabalara tek karşılık verici ve mutlak hüküm koyucu olarak yalnızca Yaradana çıkarmasıdır..örneğin sana desem ki gel Yaradan için toplanacağımız bir ev yapalım da bizi O’na yaklaştıracak bir vesile olsun ….kabul etmez miydin?)




Allah Semi ve Basirdir,her an huzurundayız,namazda Allahın huzuruna çıkıldığı ıddası yıne delılsızdır,ayetlerde Allah huzurumdasınız dememıştır.
(peki dua ederken O’nun huzurunda oluşumuzla.. cinsel ilişki kurarkenki huzurunda oluşumuz aynı mıdır? Bak sana bir de belge:(2/238)  sàlàtlara ve sàlatı en uygun şekilde(vusta;) ifa etmeye dikkat edin;  Allah'ın huzurunda içten bir bağlılıkla durun..

ALLAH ADINA İBADET DİYE UYDURULUP ARACI KONAN HER TÜRLÜ RITUEL ŞİRKTİR.DIKILI TASI 7 KEZ DÖNME,TARIKATLADAKİ KAFA SALLAYIP DANS ETMELER,BİR PUTA DÖNUP YAPILAN EGILIP BUKULMELER,DEĞİŞİK MERASIMLER...
(Allah adına uydurulmuş bir kafa sallama ile onlarca yerde yazan eğilme ve yere kapanma bir midir? Maksat ritüellikse elçinin meclisinde toplanmak da ritüelliktir ,eline silah alıp savaşmak da ,elini açıp dua etmek de…yani sebepliği doğru ve mantıklı ve sebebi de katışıksız olarak Yaradan ise her ritüel yasaldır..)

 


Namaz Kuranda anlatılmadığı gıbı hadıslerde,rivayetlerde çelişki içindedir.Bir tane namazı bastan sona anlatan hadıs yoktur,hepsı kılınışı farklı anlatır,farklı kurallar belırler.Mezhep alımleri abdestın bozulmasında bıle uzlaşmaya varamamıştır,hepsı kendıne göre uyduruk hadıslerı paylaşmıştır.
(dedim ya bu kitabın evrenselliği ve kültürel genişlik açısına bırakılmıştır.. yere kapanmaktan anlamayan ve yerine kültüründe boyun bükme diye bir saygı ifadesi olan bir türk bunu boyun bükerek yapar başkası da başka bir şey .. önemli olan saygıda olduğunu şu şekillerden ve simgelerden başkasını görmeyen gözlerine bunu şahitlemendir)

Namazın çıkışı Kabeyi aracı koyan putperest örften gelır(yani bu örfün göbeğinde doğan muhammed nebi de Yaradana yaklaşmak için bunu kullanıyordu değil mi? tabi putları ve aracıları katmadan… ve aldığı vahyinde de bunu kınayan değil destekleyen sözcükler buldu değil mi?) ve bu amacı mesrulaştırma için uydurulan hadıslerde peygamberımız hacerul esvedi öpmuşturde...(gönlümü rahat ettirmek için ben böyle kuşkulu ve faydasız şeyleri dinimden çıkardım)

Bir putperest(nesnelerle ıbadet) rıtuelı olarak namaste mecusılerden gelır,onlarda aracı nesne olarak ateşi kullanıyorlardı ve rıtuel uydurmuşlardı.Allah adına uydurulan ve dualarda,irtıbatta aracı konan rıtuellerden biridir aynı dıkılı tas etrafında 7 kez dönme gıbı ve şirk unsurudur.
(ateş duvardan farklıdır..kabe dört duvardan oluşan bir yapıdır ve etrafımızda istesek de istemesek de bu duvarlar bulunmaktadır .. yani Yaradana yakarmak ve dua etmek için evinde nereye dönersen dön bir duvara toslarsın zaten...ateş ise tersine çıkarıp ortaya koyman gereken bir şeydir…ama böyle bile olsa ..diyelim kitaplarında Yaradan onlara ateşe dönmelerini istemiş ve gerçekten de ateşin Yaradanı simgelediğini düşünüp onun zarar ya da fayda vermeye muktedir bir şey olmadığına da inanmışlar... bence yaptıkları suç değildir)Allah her yerdedır,önunde yere kapanma ancak bir nesne ıle olur oda putperstlıktır,sözluklerden putperstliğin tanımına bakınız.(yere kapanmak saygının tabiri caizse en abartılı halidir….hani dua ederken el açmak gibi)

(Allah ıse sah damarından yakındır ve her yerdedır,madde yada sekıl degıldırkı önunde yere kapanalım helede bunu araya sembol koyarak yapmak sadece arap örfune uymaktır,Kurana değil.
(bu kitap boş sayfalara değil o yerip durduğun arap kültürü ve sözcükleriyle dolu sayfalara inmiştir..ve yerilecek şeyleri de zaten Sahibimiz yerip sayfalarında da üzerini bir güzel karalamıştır )İnsanlar salatı ıkame etmeyı yat kalkta arayarak esas guzel fııler ışlemeyı unutmuşlardır(evet doğru .. onlar sàlàtın yalnızca bir ayağını..ki onun da içini,içeriğini boşaltıp geriye sadece kabuğunu bırakmışlardır) .Toplum yararına fayda,Allah yolunda bır yetım,dul,yaslı,ögrenci...vs yardım mı,yoksa tum gun dört duvar arasına(abart abart) kapanıp yat kalk yapmak mı?(bu arada sanırım sen itikafa da farklı yorumlar getirmişsindir?)İkame fıılıyattır,hangısının faydası var?İslam camıası neden bu halde?(onların asıl sorunu bu şekillerin Yaradana birer tapma aracı olduğunu unutup… şekillere tapmalarıdır)

Turbeye gıdenlerde hiç bir zaman aracı koyduklarını kabul etmezler hep Allaha dua ettık derler,
(türbede yatan Tanrı dışında bir kimse vardır)yalnız Allaha ınandıklarını söyleyıp Kurandan delıl isterler.(onlar için yeterince delil var ..ama senin getirdiğin delillerin elle tutulur hiçbir yanı yok)Oysa şirkın tanımı açıktır.Sah damarından yakın Allahı bellı kalıplara rıtuellere sıkıştırılar ve bunu yaparkende sectıklerı her nesne,insan puttur.(boş ve tasarruf gücüne inanılmayan bir taş duvarla kendisinden medet umulan bir ölmüş insan bir mi?)Namazın Allahın huzuruna çıkmak olduğu delılsız bır yalandır, hiç bir ayette Allah Kuranda benım huzurumdasınız dememıştır,çunku salatı ıkame namaz değildir...(hani sen demiyor muydun her zaman Yaratıcının huzurundayız diye…demek ki Onunla iletişime geçerken..çok daha fazla huzurundayız)


PUTA DÖNUP YER EKAPANMA RITUELI MECUSİLERDE VE SABİİLERDE VARDI.
(ne her putperest yere kapanmaktadır..ne de her yere kapanan putperesttir)

HIÇ BİR PUTPEREST TAPINMAK ISLIK ÇALIP EL ÇIRPMAZ,

AYETTE ANLATILAN MÜŞRİKLERİN GURULTU ÇIKARARAK, HACCDA YANİ DINI KANIT TARTIŞMASI,HANİF İSLAMA DAVETTE KURAN AYETLERI OKUNURKEN,DINLENMEMESINI SAGLAMAKTIR.
(sen şimdi ıslık çalıp el çırpmayı da putperestlik olarak görürsün? Öyle ya onlar yaptığına göre vardır bi şirkliği)

ONLARIN ALLAHA OLAN DESTEĞİ AYETLER TEBLİĞ EDILIRKEN GURULTÜ ÇIKARMAKTAN İBARETTİR.

GURULTU ILE NAMAZ ENGELLENMEZ ANCAK TEBLIĞ YAPAN,AYET OKUYUP MÜŞRIKLERE ANLATAN KİŞİNİN SESİ GÜRÜLTÜDE BASTIRILIR,ENGELLENİR


enfal 75 Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kâfirler!) İnkâr etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!

 (haklı olabilirsin..ama onlar bu yaptıklarıyla namazı engelleyen değil ayete göre kılan taraflar…yani güya Yaradana erişim kuruyorlar  ..ancak kuru gürültüden başka bir şey yapmıyorlar…tıpkı anlamadığı sesler çıkarıp yatıp kalkan cami cemaati gibi…ama o çıkardıkları boş sesler yerine Yaradanı öven anlamlı sesler çıkarsalardı sàlàtları doğru olabilirdi)

(FUSSİLET suresi 26. ayet) İnkâr edenler dediler ki: "Şu Kur'an'ı dinlemeyin! O okunurken yaygara koparın ki, galip gelesiniz


Secde ıtaat etmektır,Ademe yapılan secde, guneşin ve ayın Yusufa secdesı,ulkenın kapılarından gırerken secde ederek gırmek yanı ıtaat ederek gırmek bu anlamdadır.
(doğru bu ve benzeri belgelerde kapanmanın mecazsal anlamı kullanılmıştır …yani ayaklarından biri)

Ruku alçak gönulluluk,tevazu göstermek, kıyam ise bir işe girişmek,tesebbus etmek,ayaga kalkmak,Allah yolunda bas kaldırmaktır.
(evet bunlar da vardır ama bu bunlardan ibaret demek değildir)

Secde ,ruku,kıyam farklı fııler olup salatı ıkameyle beraber toplu gecılıp NAMAZIN BIR PARÇASI GIBI anlatıldığı ayet yoktur.

(nasıl anlatılacaktı? :“bakın sevgili kullarım salat dediğiniz şey var ya kıyamdan rükudan ve secdeden oluşur..sakın benimle bağlantıya geçerken bunlar dışında bir vücut dili kullanayım demeyin…mi? Eminim ki sen yine bunu da inkar edip :“bakın salatı yani bağlılığı anlatıyor: kıyam/teşebbüsten… rüku/tevazudan ..ve secde/itaatten bahsediyor …sakın putperestler gibi eğilip kalkmayın” demeyecek miydin?…

Hadi ben de sana soruyorum :

Hani İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, sàlàtı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hâlâ) yüz çeviriyorsunuz.”(2/83)

..söylesene salat demek bağlılıksa ve bu bağlılık da kulluk,yoksullara ana-babaya iyi davranmayı,insanlara güzel söz söylemeyi içeriyorsa neden bir de sàlàttan ayrı olarak zikredilmiştir böyle?)


Bakara 239 Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (namaz kılın).

Yürür ıken namaz kılınacagını ıdda eden mealcıler zaten namazı ınkar etmış olurlar.
(namaz için bu doğru… ama söz konusu eğer erişimse ve şekiller de sadece aracınsa dedim ya bunu denizde yüzerken bile yapabilirsin…tabi mecbur kaldığın takdirde…zira O’nu en saygılı biçimlerde anmak vicdanımızın talebidir…ve oda duruşma gününde bize şahitlik edecek ilk organdır)


ALLAH VE MELEKLER PEYGAMBERE NAMAZ MI KILMAKTADIR YOKSA DESTEK Mİ OLMAKTADIR ?

AHZAB 56 Okunuş İnnellahe ve melaiketehu yüsallune alen nebiyy ya eyyühellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima
Diyanet Açıklamalı Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.

(bak onlar da zaten namaz olarak çevirmemişler J)

Emevı dönemı yozlaşmayla peygamberın torunları ölduruldu,öncesınde de HzAli ve HzAyşenın katıldığı bir iç savas oldu (Kerbela vakası),peygamberın Mekke alındıktan sonra 1 sene ıcersınde vefat etmesı sonrası zamanla Kabeye yanı Lat putuna yapılan sekılsel ibadetler namaz oldu,salatı ıkame bu şekılde anlaşıldı,

( bence insanlar hiç olmayan bir şeyi kolay kolay uyduramazlar …ama sayılarını biçimlerini takva niyetine uydurabilirler)eskı putperest örflerı hortladı.Rıvayetlerde halkın Kabeye hedıye olarak altın gumuş bıraktığı,Ömerın ıse sureklı el koyduğu ve önune gecemedığı vardır.(ah rivayetler vah rivayetler)Müşrıklığın köku hiç bır zaman kurumadı,huylu huyundan vazgecmedı.(maalesef belli oluyor)

Kibrı yenmek ve Allaha ıtaat Kuran ögudunu icra ederek,nefsı yenerek,Allahın öğütüne uyarak olur,toplumsal fayda,icraat ve nefs mucadelesı ıle gunahla savasarak olur.Dört duvar arasına kapanıp eskı bır putperest rıtuelını uygulayarak gunahlar affolmaz.Allaha itaat etmek yere kapanmak değil,ögudune ıtaattır.
(ben şekilsel erişimin bu saydığın vazifeleri kösteklediğini değil tersine desteklediğine inanıyorum.. eğer birileri buna yaslanıp kulluk vazifelerini boş veriyorsa ..o bir güzelliği kötüye kullanıyor demektir..ki bence böyle bir adam dilenciye iki kuruş verip senin dediğin manada ki salatını da yaprak kulluğunu boş verir..)Kibri yenmek ise nefs ıle mucadele edıp gunahtan kendını alıkoymaktır.(kibrin salt imhasıdır zaten alnı yere koymak..) Senelerce namaz kılıp çok kötu fııller işleyen o kadar çok kişi var ki,katıl bıle cınayetten önce cuma namazına gıdıyor bu ulkede..(bak ben bırak perşembeyi cumayı ..şu toplumun kıldığı günlük namazların bile gerçek erişimle/sàlàtla bir alakası olduğuna inanmama rağmen .. bunu ispat etmezsen sana inanmam…nitekim her ne olursa olsun o en büyük günahlardan birini işlemiş ve inandığı Yaratıcısının huzuruna çıkmaktadır)

Allahın gazabı Islam ulkelerını bu putperestlık yuzunden bırakmıyor,iki yakamız bıraraya gelmıyor..
(evet onların birçoğu sàlàtın her iki ayağını da gerçekleştiremiyorlar ama yine de yaptıkları öyle şirkler var ki bunlar yanında sevap kalır)

Bir yalan bınlerce yalan doğurdu,namazı nasıl kıldığı,kaç vakıt kıldığı çelişkili,eski arap putu Kabeyı kutsayan aracı koyan,el surup selamlayan şefaat isteyıp öpen bır peygamber profılı putperest Emevılerce önumuze kondu.KIMSE KRAL ÇIPLAK DIYEMEDI,ZAMANINDA YOZLAŞMAYA VE EMEVIYE KARŞI ÇIKAN HANIF SAHABELERDEN BINLERCESI KATLEDILDI.

(bu saydıklarının bir kısmı doğru olabilir ama bite kızıp yorganı yakmanın ne anlamı var?…hakeza bu sapmışlığın faturasını Yaradan önünde eğilip yere kapanmaya çıkarmak da akıl işi değildir… ve bence ne kadar içeriği boş ve hurafelerle doldurulmuş olsa bile sapkınlıklarında bu ritüellerin hiçbir rolü yoktur…nitekim her ne kadar yeterli ölçüde olmasa da birçok putu devirmiş olan haniflerin de..bu aşamaya gelişlerinde_ geleneksel namazlardan pek farklı olmasa da _kıldıkları namazlar kendilerine köstek değil destek olmuştur…

 hiç namaz kılmamış bir hanif ya da hanif olabilmiş bir namazsız gördün mü? …Kaldı ki siz bile bu aşamalarınıza namaz kılarak varmadınız mı?.. demek ki ne kadar içeriği boş olsa da bu şekilsel eğilme ve kapanmalar sen bırak nötrlüğü ..tersine doğruluk yolunda bir etkiye bile sahiptir..)

VUSTA VAKİT BİLDİRMEZ,ÖGLE SALATI YOKTUR,SADECE 2 VAKİT SABAH AKŞAM SALATI VARDIR,PEYGAMBER BU SALATLARDA MÜMİNLERİ TOPLAYIP KURAN OKUYUP AYETLERİ AÇIKLAMIŞTIR
(oh ne güzel yanımızda peygamber yok sabahın köründe ya da akşamın iş güç saatinde gidip sàlàt etmemize de gerek yok .. yav ne şanslıyız!)

Muhammed Esed 23:62 Biz hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemeyiz; ve katımızda (insanların ne yaptığı, ne yapabileceği konusunda) gerçeği söyleyen bir kitap bulunmaktadır; binaenaleyh, kimseye haksızlık yapılmayacaktır.

VUS KOKU 23:62 DE GÜCÜ ÖLÇUSUNDE ANLAMINDA,BAKARA 238 DE İSE EN UYGUN DIYE CEVRILMIŞ MUHAMMED ESAD TARAFINDAN

2:238 SALATLARINIZA ve SALATLARINIZI en uygun şekilde ifa etmeye dikkat edin; ve Allah'ın huzurunda içten bir bağlılıkla durun.
(hatırlarsan bu belgeyi ben de sana yazmıştım)

Allaha olan desteğinizi ve desteğinizi (gücünüz ölçusunde) şekılde ıfa etmeye dikkat edın,yanı kapasıtenız oranında yerıne getırın
(burada destek manasında kullanılıyor diyerek diğer tüm anlamlarını hiçe saymış oluyorsun ...bırak isteyen destek isteyen bağlılık isteyen bağlantı/erişim anlasın..onlar nasıl namaz yazıp daraltıyorlarsa sen de öyle daraltıyorsun..kimse Yaradanın açtığı genişlikleri öldüremez…kimse!)


AŞAĞIDAKİ AYETTEDE SABAH İLE AKŞAM ARASI SALAT OLMADIĞI AÇIKTIR..

(NÛR suresi 58. ayet) Ey Mü'minler, elinizin altındaki köleler ve hizmetçiler ile aranızdaki henüz ergenlik çağına girmemiş gençler, günün şu üç vaktinde, yani fecr salatından önce, öğle sıcağında soyunduğunuz saatlerde ve işa salatından sonra odanıza girerken sizden izin istesinler. Bu vakitler mahrem yerlerinizin açık olabileceği vakitlerdir. Bu vakitler dışında ne sizin için ve ne de onlara bir sakınca yoktur. Birbirinizin odalarına rahatça girebilirsiniz İşte Allah size ayetlerini böylesine ayrıntılı biçimde açıklar. Allah her şeyi bilir ve O'nun her işinin, her buyruğunun mutlaka bir gerekçesi vardır.

(açıkçası ben de buna inananlardanım …ama bunun nasıl bir delilliği olabilir ki?

...günde on kez de olsaydı yine seni haklı…bir kez de olsa yine beni haklı çıkartmayacak mıydı?)

 

 

04:103 …sàlàt, müminler üzerine vakitleri belirlenmiş bir farz olmuştur.

KİTABEM AYNI ZAMANDA KURAN OLARAKTA ÇEVIRILIR 43:21 DAKI GİBİ
(hadi anladık ‘yazılmıştır’ ile ‘yazılımın(kitabın)’ bir ilişkisi kurulabilir ama ‘kuran’ olarak nasıl kurdun ki?..hani kim çevirmiş bak bakalım aşağıya?)YANİ KISACA VAKITLI OLAN KURANDIR OKUNANDIR YANİ PEYGAMBERIN TEBLİĞİDİR.

Edip Yüksel 43:21 Onlara bundan önce bir kitap mı verdik de ona mı dayanıyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk 43:21 Yoksa onlara bundan önce bir kitap verdik de ona mı yapışmaktadırlar?
(ben kurduğum bağlantılarımda okunuştan/kurandan okuduğuma göre....bence bedensel tapınmadan bahsediyor)


Vakitleri belirlenmiş dediği için bu bağlılık 11:114 ve 17:78'de emri geçen söylevdir. "
Kitaben mevkuten", "zamanlı / periyodik kitap / kural / öğüt" demektir. Bu da bu anlamı doğruluyor. En iyi anlamı "vakitleri belirli bir kitap/öğüt olmuştur" çevirisi veriyor.(kitap yazmıyor kitaben yazıyor..’yazılım’ değil ‘yazılmıştır’ demek ..yani üzerimize yazılmış…farzlanmış manasında) Geçmiş zamanı anlattığı gibi şimdikiyi de anlatıyor olabilir. Sadece o zamanda değil günümüzde de hükmünün geçerli olduğunu savunan ve belirtilen vakitlerde (11:114 ve 17:78) Kuran okuyan Kuran’cılar(vay cıcılar vay) olsa da (umarım onlara da :”Tanrının bize bildirdiklerini O’na geri mi bildiriyorsunuz..dememişsindir)Hz. Muhammed sağ olmadığından ve söz konusu ayetlerde ona hitap edildiğinden, peygambere hitap eden ve elçiliğine,kendisine has diğer ayetler gıbı, bu ayetlerinde hükmü geçmiştir.(demek ki “sana has olmak üzere kalk gecenin bir yarısı”…ayeti de tam tersine tüm müminleri ilgilendiriyor?… öyle ya Yaradanın yaptığı bu belirtiyi anlamsız kılmamak lazım..bari tersine bir anlamı olsun)

AHZAB 53 Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir vebaldir.


BU AYETTEDE HİTAP EY İMAN EDENLER SEKLINDEDİR AMA HUKMU ŞU AN İÇİN YOKTUR.

(ama Yaratıcımız akıl vermiş fikir vermiş..ey peygamber diyor ve ondan başka da peygamber/vahiy alıcı gelmeyeceğini de biliyoruz.. ama yine de direkt olmasa da bu ve benzeri belgelerden de hikmetleneceğimiz/bulacağımız kazanımlar olduğunu da biliyoruz… peki ya sàlàtlar ilgili verdiğin ayetleri hangi akıl ve delille peygambere has kıldın?....başlarında ey peygamber mi yazıyordu yoksa?)



HUD 114 TEKI SALAT VAKITLERI TOPLANTI SALATLARIDIR,İNCELEYELIM:



HUD 111,112,113,114,115,116

Şüphesiz Rabbin, onların her birinin amellerinin karşılığını onlara tam olarak verecektir. Çünkü Rabbin, onların yapmakta olduklarından haberdardır.

O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir

Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O'ndan da) yardım göremezsiniz!

Gündüzün iki ucunda, gecenin gunduze yakın saatlerinde salat et.Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.


GÖRULDUĞU GIBI AYETLERI TOPLU OKURSAK YANI SIYAK VRE SIBAK İLE PEYGAMBERIN YAPTIĞI SALAT(AYETLERIN OKUNDUĞU ZIKIR TOPLANTISI,SÖYLEV,ALLAH YOLUNDA DESTEK) VE BU SALLATTAN ÖGUT ALANLAR OLDUĞU 114 TE AÇIK.114 TE HITAP SADECE PEYGAMBERE YANI SALATI,SÖYLEVİ O YAPIYOR DUZENLIYOR,MUMINLER ÖGUT ALIYOR.(işte eğip bükme dedikleri bu olsa gerek … ben de diyordum ayetin sonunda ki ‘bu öğüt almak isteyenler için bir hatırlatmadır’ kısmını nasıl açıklıyorlar…vay be demek böyle imiş ha…yani ‘bu’ derken söz konusu ayetten değil…’peygamberin yapacağı sàlàttan(toplantıdan)bahsediliyormuş ..öyle mi?..vallahi diyecek bir şey bulamıyorum!)

SALATI DUZENLEYEN İKAME EDIP GERÇEKLEŞTIREN PEYGAMBER,YANI BURDA ZATEN EY MUMINLER HITABIYLA SALATI IKAME EDIN EMRI YOK.
(eğer sen böyle bir hitap olmadığı için beni ilgilendirmiyor diyorsan ikinci tekil şahıslı yani ‘sen’li geçen hiç bir ayetle de ilgilenmemen gerekir....bak bu tür ayetlerden bazılarını örnek olarak aşağıya yazıyorum…sen sakın hiç biriyle ilgilenme ha zira ‘ey müminler’ diye bir hitabı yok….._gerçi olsa ne yazar ki..bize değil muhammed nebinin yanında ki müminlere hitap ediyor değil mi?_)

 

(6/70)

Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatının kendilerini aldattığı kimseleri bırak!

           

(6/90)

İşte onlar Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve de ki; «Ben bu Kuran’a karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, o bütün âlemlere yönelik bir hatırlatmadan başka bir şey değildir.»

(6/107)

Allah dileseydi onlar Allah'a ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine gözcü göndermedik, sen onlara vekil de değilsin!

 

(8/61)

Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a dayan; çünkü işiten, bilen ancak O'dur.

(10/42)

İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var; ama akılları da yokken sağırlara sen mi duyuracaksın?

(12/104)

Oysaki sen buna karşı onlardan bir ücret de istemiyorsun. O, alemler için yalnızca bir 'öğüt ve hatırlatmadır.'

(108/2)

Sen de Rabbin için sàlat et ve adan/adaklar kes!


ALEVİLER YANİ ALİ VE TARAFTARLARI NEDEN NAMAZ KILMAZ,KURANDAKİ SALAT NAMAZ DEĞİL DER?SALATI,NAMAZ OLARAK GÖREN EMEVİ MİRASÇISI SUNNİ MEZHEBİDİR...
(yani şianın sapkın bir kolunun bunu kılmıyor olması

ali ve taraftarları da kılmıyor demekmiş)

Aleviler 70 mılyonluk Turkıye nufusu içinde yaklaşık 5'te 1'ıne 15 mılyon civarında bir paya sahıpler ama maalesef sunnı dıyanetçe hiçe sayılıyorlar.
(alevilerin desteklediği bu rejimin bir kurumu)Ayrıca surıye ve başka ulkelerdede nufus olarak önemli bir paya ve güce sahipler.Su an ulkemizde hala laık sistem korunuyorsa belkıde alevilere borçluyuz,sunnı yobazlar ipimizi çoktan çekmişti...(tabi tabi…dedim ya tüm kurum ve kuruluşlarıyla)



Hz. Ali' nin camide şehit olmasına gelelim.1983 yılında hürriyet gazetesinden bir yazar kufe şehrine gider ve ulu caminin hocasına sorar.Hz. Ali nerede şehit oldu?
Cevap...Evinin önünde....
(pardon hangi asrın 83ü?...altı yüzün seksen üçü mü dokuz yüzün mü,yoksa bin dört yüzün mü,yoksa bin sekiz yüzün mü? …ve sonra da adam der ki: ”hey gidi günler be..daha dün gibi aklımdaJ)



Aleviler,zorba, putperest,Muhammedin torunlarını ölduren Emevi dönemınde 5 vakit namazın çıktığını Ali ve taraftarlarının buna karşı çıktığına kaynaklarında yer verırler.
(vermeseler zaten kılmaları gerekir…dimi?)Ayni şekilde Kabe haccıda Alevılerın ınancında yer almaz.

Alevilerde Kuranı klavuz alır,Muhammedi son nebi olarak kabul ederler.Aradaki fark,namaz,Kabe haccı ve diğer bazı yozlaşmalar konusunda Emevi dve Ali arasında yasanan ıhtılaftır,bu yuzden kendılerıne Ali taraftarları derler
(doğru adamlar hakikaten de Yaradanın önünde yere kapanmazlar ..ama gidip dedelerinin önünde kapanırlar..inanmıyorsan git bir geleneksel alevi düğünü izle….bak daha ne hurafeler yapıyorlar…ayrıca farklar arasında orucu da katmamışsın ..adamların hakkını yeme şimdi.. ramazanla bir işleri de olmuyor…. güya Yaradanın adını andıkları cem diye bir evleri var ki saz çalıp dans ediyorlar..üstelik baya da şekilli ritüelli yani … gerçi oralara da cenaze işleri ve belli günler dışında pek uğradıkları da yoktur…yani cami yerine onlar cemevinden ziyade birahaneye giderler…git alevi yerleşkelerini dolaş bir ...hatta köylerinde bile birahaneler bulursun.…ben şahsen onlara nazaran sunnileri Yaradana daha çok düşkün bulmaktayım…..ama dilerim Yaradan her iki mezhebi de paramparça etsin)

 

 

 



Salatı ikame etmeyenlerin durumu ise şöyle özetleniyor.

19/59 , Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki salatı zayi ettiler , şehvetlerine uydular. Azgınlıklarının cezasını çekecekler.

74/41-47 , Suçlulardan sorarlar sizi yakıcı ateşe ne sürükledi? Derler ki : Biz salat edenlerden olmadık,yoksula da yedirmezdik, ceza gününü yalanlardık, sonunda bu haldeyken ölüm bize gelip çattı.

75/31-32 , Ne doğruladı , ne de salat etti. Fakat yalanladı ve yüz çevirdi.


NE DOĞRULADI NEDE SALAT ETTİ DERKEN DOĞRULAMA KELIMESININ ZITTI SALAT OLARAK GEÇİYOR,BURAYA BAĞLILIK,DESTEK YERINE NAMAZ KELIMESİ KONULDUĞUNDA CUMLE YAPISINDA ANLAM BOZULMASI OLUYOR...
(bence ikisinden de daha uygunu erişimdir/yönelimdir….zira yüz çevirmenin tam tersi budur)


AYETLERDE CEHENNEME GÖTUREN SEBEB NAMAZ KILMAMAK DEĞİLDİR,BU SUNNİ ANLAYIŞIN ÇARPITMASIDIR

MUDESSİR SURESİ:

Kahrolası nasıl da ölçtü biçti!
20.Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti!
21.Sonra (Kur'an hakkında) derin derin düşündü.
22.Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı.
23, 24.Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: "Bu ancak nakledilegelen bir sihirdir."
25."Bu, ancak insan sözüdür."
26.Ben onu "Sekar"a (cehenneme) sokacağım.


Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"

Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik

Şimdi suçluları, Allahın indirdiğine inanmayanları, ateşe sokan sebep namaz kılmamalarıymış. ?? çok ilginç bir önceki ayetlerde o ölçtü biçti dudak büktü ve kabul etmedi diyor, yani kitaba bakıp ölçüp biçmesinin sebebi namaz kılmayı kabul etmemesi mi yoksa kuran,ı gelen ilahi hükmü kabul etmemesi mi. kesinlikle namaz değil burada dudağını eğip büktükten sonra kuranı kabul etmiyor, Allahın düzenini kabul etmiyor ve şirkinde devam ediyor böylelikle cehenneme düşüyor
(nedenmiş sen de kur’ana bakıp …sonra ölçüp biçip,yüzünü ekşitip,kaşlarını çatarak …”bu nakledile gelen bir aldatmacadır(sihr)…insan uydurması/sözüdür …diyerek namaz diye bir ritüeli terk edenlerden değil misin?..rabbilir belki de senin gibilerden bahsediyordur) ve soruyorlar neden cehennemdesiniz çünkü biz Allahın indirdiğine inanmamıştık doğrulamamış ve ona göre yaşamamıştık.
Bu düşünceyi doğrulayan ayetler devamında salatın ne olduğunu ayetler açıklıyor;

 
44."Yoksula yedirmezdik."
45.''Bâtıla dalanlarla birlikte biz de dalardık."
46."Ceza gününü de yalanlıyorduk."
evet burda söylenen salatın gerekleri şunlar...
yoksula yedirmek
batıla dalmamak
ceza gününü inkar etmemek

(bak sàlàt etmezdik ayetinden sonra gelen 44.ayetin başında…”yani” diye bir şey yok ..ama sen koymamış olsan da ‘ve’ diye bir bağlaç var …şöyle ki;

“43-derler ki:biz sàlat edenlerden değildik..”44-ve yoksula da yedirmezdik”…”45-ve batıla dalanlarla birlikte….”şeklinde gidiyor

ayrıca ‘ve’nin hiçbir şekilde ‘yani’ diye bir anlamı da bulunmamaktadır!)  

 

 

StandartCevap: Kurandaki salat ve salatı ıkame namazmı?


Allah'ın bu kadar önem verdiği salat ve salatı ikame etmek kavramları ne manaya geliyor? Kavramlar önce kelime manaları ile kullanılıp daha sonra kavramlaştıklarında kelime manaları unutularak yeni manalar yüklenebilmektedir. Kuran indiği dönemde kelime manasıyla anlaşılan ve Kuranın yüklediği mana ile kavramlaşan sözler daha sonra dar kalıplara sıkıştırılmak suretiyle gerçek manalarından soyutlanabilmektedir. Kuran ışığında salat kavramını incelerken de dar kalıplar,dogmalar ile meseleye yaklaşmamak için salatın kelime manasına ve bu manaların Kuran'da kullanılma örneklerine bir göz atalım.

Salat : Arkasından gitmek, arka çıkmak, destek olmak,bağlılık, dua etmek (çağırmak) manalarına gelmektedir.(bak dua yani duygusal yönelim anlamına geldiğini sen de kabul ediyorsun..ama nedense o daraltıcılar gibi işine gelen anlamı veriyor bu şekilde çevirmeyi de bir çok ayet için uygun bulmuyorsun)

İkame etmek : Ayağa kaldırmak , yeniden diriltmek , icra etmek,ayakta tutmak demektir.
(bu kadar korkma ya…ayaklanmak ,kalkmak da de…kıyam etmeyi hiç duymadın mı sen?)

33/56 , Allah ve melekler resule salat ederler (arka çıkar, destek olurlar) ey müminler siz de ona salat edin (arka çıkın destek olun) selam edin (güvenliğini sağlayın)
(evet bu parantezlerin mantıklı)

33/43 , O (Allah) sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için salat etmektedir (destek olmakta, yardım etmektedir) , melekler de. O (Allah) müminlere rahmet eder.
(bunlar da öyle)

9/103 , Onların mallarından bir miktar sadaka al ki onları temizleyesin , arıtasın ve onlara salat et.(destek ol,arka çık) Senin salatın (desteğin) onları yatıştırır. Allah işitendir, bilendir.
(bak burada dua olması daha mantıklıdır…ama sen sonunu “et” diye kesmişsin niye?..çünkü  “ve onlara sàlàt edesin” şeklinde yazsaydın…öncekilerle ilişki kurulacak ve dua olduğu anlaşılacaktı..değil mi?)

11/87 , Ey Şuayip dediler senin salatın mı (arkasından gittiğin, arka çıktığın şeymi) sana babalarımızın kulluk ettiklerinden yahut mallarımız üzerinde dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi emrediyor. Oysa sen yumuşak huylu ve akıllısın.
(kendi yapmadıkları ya da yaptıklarından farklı bir sözel ve şekilsel olarak Yaradana yönelimine de atıf yapmış olabilirler)

20/14 , Muhakkak ki ben ben Allah'ım benden başka ilah yoktur. Bana kulluk et benim zikrim için salatı ikame et. (desteğini ayaklandır )
(burada ki zikr’i anmak olarak çevirmek vahiyden daha mantıklıdır …zira henüz tebliği edilecek bir vahiy alınmamıştır…’beni anmak için sàlàt et’ de sàlàtın erişim olması destekten daha mantıklıdır……bence)

29/45 , Kitaptan sana vahyedileni oku ve salatı ikame et . (Onun arkasından giderek ona desteğini ayaklandır.) Çünkü salat ( vahyin arkasından giderek ona destek olmak ) kötü ve çirkin şeylerden alıkoyar. Allah'ın zikri (Kuran) elbette en büyüktür.
(Allahın zikri ise daha büyüktür[ekber’in cümle içinde anlamı] derken sàlàt ile bir kıyas yapılmaktadır..)

3/38-39 , Orada Zekeriya rabbine dua etmişti. Rabbim demişti bana katından temiz bir nesil ver. Sen duayı işitensin.Zekeriya mihrapta kalkmış salat (dua ) ederken melekler nida etti "Allah sana Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, kendine hakim ve Salihlerden bir nebi olarak Yahya'yı müjdeler.
(doğru dua=erişim/bağlantının bir bölümüdür)

Yukarıdaki ayetlerin üzerine biraz düşünelim. ( 47/2 Onlar Kuran'ı düşünmüyorlar mı?Yoksa kalpleri kilitli midir?)

33:56. Allah ve melekleri, resule çok salat ederler. Ey müminler! Sizde ona salat edin selam edin (burada ki sàlàt=maddi manevi destektir)













 

 

3:39. Zekeriyya mihrapta kalkmış salat (dua) ederken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve Sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler.

Şu ana kadar salat kavramının arka çıkmak arkasından gitmek destek olmak manalarının üzerine vurgu yapıldığını gördük. Salatın birde dua manası vardır. Dua genel manada çağırmak, davet etmek anlamına özelde Allah'ın yardımını çağırmak, Allah'a niyaz etmek anlamına gelir. Zekeriya AS. Mihrapta salat ederken melekler ona nida ediyorlar. Burada Zekeriya AS. niyaz halinde olduğu anlaşılıyor.
(yalnız dua sadece çağrı mahiyetinde iken sàlàt övüp yüceltmeyi de kapsayan komplike bir erişim anlamındadır)

7:55. Rabbinize boyun bükerek gizlice dua edin . O haddi aşanları sevmez.

25:77. De ki: duanız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin? Yalanladınız onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!

2:186. Kullarım sana, beni sorarsa : Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin duasına karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.


SECDE VE RÜKÛ

Bu iki kelimenin de anlamları uydurulan
ibadete uyması için çarptırılmıştır. Secde ve rükû Kuran’da boyun eğmek, saygı göstermek, teslim olmak, zihnen secde etme olarak kullanılmıştır. Gelenekçiler de bunun doğru olduğunu ama insanlar ile ilgili ayetlerin fiziksel bir secde veya rüku olduğunu söylüyorlar! Kuran’da secde ve rükûnun fiziksel olduğuna dair hiçbir delil mevcut değildir.(en büyük delili eğilmenin ve yere kapanmanın arapça karşılığının bu sözcükler olmasıdır..dolayısıyla delil aranması gereken bir şey varsa o da bu kelimelerin mecazlığı)..

س جد : mütevazı, itaatkar; duyup itaat etmek; yere doğru eğilmek; kafayı alçaltmak; methetmek; saygı göstermek(bunlar mecazi anlamları..asıl karşılığı: yere kapanmak..bunu neden yazmıyorsun?)

Aşagıdaki ayette geçen secde Muhammed Esad ve Edip Yüksel tarafından tevazü,alçakgönullük olarak çevirilmiş inceleyelim:


Edip Yüksel 4:154 Kendilerinden söz alırken Sina Dağını üzerlerine yükselttik. Onlara, "Kapıdan alçak gönüllü olarak girin," dedik. Onlara, "Cumartesi yasağını çiğnemeyin," dedik; onlardan sağlam bir söz aldık.

Muhammed Esed 4:154 ve Sina Dağını verdikleri sözün delili olarak üzerlerinde yükseltmiştik. Onlara "kapıdan tevazu içinde girin" demiş ve "Sebt Kanununu ihlal etmeyin!" diye uyarmıştık ve kendilerinden sağlam bir taahhüt almıştık.
(bence bu da yanlış çeviri…burada ki secde=itaat olmalı ..yani itaat üzere girin..şeklinde)


Diğer ayetlere bakalım:

55:03-07 İnsanı yarattı. Ona açıklamayı öğretti. Güneş ve Ay BİR HESABA GÖRE (HAREKET ETMEKTE) DİR. BİTKİLER VE AĞAÇLAR SECDE EDERLER. Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu.
(doğru burada secde=boyun eğmek,itaat etmektir)

22:18 GÖRMEZ MİSİN Kİ, GÖKLERDE OLANLAR VE YERDE OLANLAR, GÜNEŞ, AY, YILDIZLAR, DAĞLAR, AĞAÇLAR, HAYVANLAR VE İNSANLARIN BİRÇOĞU ALLAH’A SECDE EDİYOR; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.


Görmez misin” sözü göklerde ve yerde olanların secdelerinin görünür olduğu vurgulamaktadır. Eğer insanların secdesi fizikselse mantık olarak diğerlerinin de secde ettiğini görüyor olmamız gerekirdi. Peki neden Güneş’in veya Ay’ın secde ettiğini göremiyoruz? Gözlerimizde mi sorun var? Cevap basit; bu ayetler Allah’ın yarattığı her şeyin O’nun iradesine teslim olduğundan, O’na saygı gösterdiğinden bahsetmektedirler.
(evet doğru

‘BU AYETTE’ de secdenin mecazi anlamı kullanılmıştır)





SORULAR
1. 68:43. ayette inkar edenlerin dirildikleri zaman secde etmeye çağrılıcakları ve bunu yapamayacakları belirtilir, peki secde fiziksel değilse niye yapamıyorlar?

68:42-43 Saktan keşfolunacağı (gerçek bütün çıplaklığıyla ortaya konulup iş büyümeye başladığı) gün secdeye davet edililirler, ama artık güçleri yetmez. Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur. Oysa onlar, o secdeye sağ salim iken davet ediliyorlardı.

Verdiğiniz ayet daha çok secdenin fiziksel olmadığını kanıtladı çünkü inkarcılar secde etmedikleri için değil (ki belki putlara ediyorlardı bu bilinmez) Allah’a ve hükümlerine saygı göstermediği için tıpkı ödevini yapmadan okula gelmiş ve öğretmeninin karşısında utanç içinde dikilen bir çocuk gibi yere bakıp, zillet içine düşecekler.
(nasıl fiziksel olmadığının kanıtıdır? Mecazi anlamda secde=boyun eğmek değil miydi? Peki, bulundukları pozisyonda zaten bu hàl üzere değiller midir? tersine fiziksel secde için bir hareket ve güçte bulunmak gerekmez mi?)

2. 27:24. ayetteki Güneş’e ve Ay’a secde etmeyi nasıl açıklıyorsunuz?

Ayetteki secdenin fiziksel olup olmadığı “vecedtü” (buldum) kelimesinden anlaşılmaktadır. Eğer secde fiziksel bir secde olsaydı “buldum” değil, “gördüm” denirdi. Dahası ayette geçen “min duni” (-den başka, -in yanında) Güneş ile birlikte Allah’a da secde edildiğini gösteriyor. Bu da savunulacak bir izah değil.
(birincisi ha gördüm ha buldum aynı şeydir örn: ben adamı otururken buldum…ikincisi savunulmaz dediğiniz izahı ..şeyhleriyle rabıta yapmadan namaza durmayan Nakşibendilere git sana izahını yapsınlar…peki sen izah et bakalım mecazi secdeyi aya güneşe nasıl yapıyordular?)

 


Secdeyi özel bir tapınma türü olarak almak, kuranın secde ile ilgili diğer ayetlerine de ters düşmektedir
(doğru sırf öyle almak ters düşürür.. ama anlamlarından biri olarak alırsa niye düşürsün?)

Ve meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu. (BAKARA SURESİ / 34)

Bu ayette görüldüğü gibi secdenin zıddı olan kibirlenme durumu vardır
(pardon kibir hangi anlamdaki secdenin zıddıdır? Fizikselin mi yoksa mecazinin mi? Mecazinin(itaatin)ki baş kaldırma değil midir?..peki o zaman yere kapanmanın zıddını söyle nedir?)

Eger meleklere emredilen secde günümüzde uygulandıgı gibi basit bir yete kapanma olsaydı iblis bundan kacınmaz yerine getirirdi.Oysaki o bu secdenin cok uzun süreli bir hizmet etmek oldugunu biliyordu.Buda işine gelmediği için secde emrine karşı geldi.
(“secde etmeyeceğini söyledi”…şeklinde olsaydı dediğin doğru olabilirdi....ama “secde etmedi” deniyor ..mecazi olarak alırsak itaat etmediği söylenmiş olur ki bu sefer de itaat edip etmediğinin ortaya çıkması için ortada yapılmış ya da yapılmamış bir işin olması gerekmez mi?…yani bir Emire itaatin ya da itaatsizliğin oluşabilmesi için emrin olması gerekmektedir…ya da bunu sembolize edecek bir fiil gerekir....ki bu sembolize işin de fiziksel bir secde olması mantıklıdır....ve başkaldırıcı/şeytan bu itaatsizliğini simgeleyici fiziksel secdeyi yapmayarak ..mecazi secdeyi(itaati)de yapmayacağını söylemiş olmaktadır…..bence)







6. 2:238’de geçen kıyam kelimesi nedir?...
ve kumu lillahi kanitın

Ve Allah için / Allah’a bağlı olarak dikilin / ayakta durun. Kimse namazında çakı gibi yerinde dikilmiyor, ayakta durmak ancak söylev anlamıyla mümkün
(her şeyi mecazından alan sen buradaysa tersine illa da dikilmenin cetvel gibi olması gerektiğini mi söylüyorsun?)

 





SALAT YANİ BAĞLILIK DOSDOĞRU NASIL İKAME(İCRA) EDİLİR?


Araf 7:170 Kitab'a sımsıkı sarılıp salatı dosdoğru ikame edenler var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz

AYETE GÖRE BU KURANA SIMSIKI SARILIP ÖĞÜTLERINI HAYATA GEÇİREREK,İCRA EDEREK OLUR,ESKİ ARAP PUTPERSTLERI GIBI KABEYE SECDE EDEREK DEĞİL...
(kur’ana sımsıkı sarılmanın içerisinde zaten onu hayata icra etmek de girmektedir…

o halde bu ayette ki ‘sàlàt’ın tersine “kur’ana sımsıkı sarılmayı” da içine alan bir anlamda olması daha mantıklıdır …yani şöyle: “okunuşa/kur’ana sımsıkı sarılıp..erişimi(bu şekilde)gerçekleştirin”…. buradaki ‘sàlàt’ bedensel de dâhil tüm yaşamsal erişimi kapsar bir anlamda kullanıldığını düşünüyorum)



(sırf mescidi tapınaklıktan çıkarmak için kiliseleri havraları da heba etmiş:

 

22:40 Onlar, başka değil, sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, Allah’ın bol bol hatırlandığı SIKÇA TUTULAN ORUÇLAR(yani kiliseler), PAZARLIKLAR((yani havralar), BAĞLILIKLAR / YÜKÜMLÜLÜKLER ve MECLİSLER/TOPLULUKLAR(yani mescidler) heba olurdu. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.

 

..sadece gülüyorum sadece….insan bu gerçek(!) mealleri okuyunca Yaradanın eğrisi büğrüsü olmayan bir arapçayla koruyacağını vaat ettiği kuranın ne kadar da koruduğunu anlıyor(!) .. öyle ya harfleri yerinde kalsa ne yazar…içi böyle tahrif olunduktan sonra….hâşâ)













İŞ NAMAZA GELİNCE YALNIZ KURAN DİYENLER NEDEN ÇUVALLIYOR HADİSE BAĞİIMLI KALIYOR?
(bilmiyorum vallahi ben çook rahatım ..sen onu çuvallayanlara sor)

Ey mumınler namaz şu vakıtlerde şu sekılde kılın ayeti neden yok? oruç ayrıntılı ve bu şekilde açıklanırken
(var ama sen onu kalkıp peygambere has toplantılar kıldın...cihadı zekatı sana anlatmaya gerek duymayan kudret bunu anlatmayı da gerek görmemişse sana düşen hikmetini aramak ve genişliği değerlendirmektir)

Namazda kaç rekat kılıcaz?
(zekat olarak kaç para vereceksen….yani gönlünden ne koparsa.)

Namazda hangı duaları okuycaz,kendımızdende okuyabılırmıyız?
(normalde Yaradana ne dualar etmekteysen_tabi bunu da şirk bulmayıp yapıyorsan_yani koşullar ve gereksinimlerin neyi gerektiriyorsa)

Namazın kazası var mı?
(kazası olabilmesi için kılınamaz bir durumunun da olması gerekmektedir… yatalak dahi olsan kılabildiğine göre ya unutarak ya da uyuduğun için kılamazsın..ki bunlardan da zaten sorumlu tutulacak değilsin ki kaza yapasın)

Namazı illa arapçamı kılıcaz?ABılmeyenler ne yapıcak?
(evet en anlamadığın dil hangisiyse onunla kılacaksın…örneğin bunun için Japoncayı seçebilirsin..tabi anlamıyorsan.… zira iş anlamadan kılabilmektir……. ne yapayım saçmalayana saçmalıyorum işte)

Namazı kaç vakıt kılıcağımız nıye açık değil?Hadısler ve dıyanet,mezhepler nıye farklı vakıtler verıyor?
(niyesini sen söylüyorsun zaten…’hadisler’ )

Namazı nasıl kılıcaz?Scede,ruku nıye nmzdan ayrı fııller olarak geçıyor Kuranda?
(öğrenebildiğin en saygın sözcük ve duruşlarla…evet eğilmek kapanmak da erişimde kullanılabilecek edimlerdir ama farklı anlatımlar için de kullanılmıştır)

Secde nasıl yapılır,alın mı konur yere,çene mı konur?Ellerın dızın ızası ne?
(önce ağzını sonuna kadar açıp dişlerini ortaya çıkar …sonra üst sağ ve sol dişinle…..ama haklısın o uyduruk ilmihallerle yetişmiş birinin soracağı başka ne olabilirdi ki?)

Yururken namaz nasıl kılınır,mealler kılınır diye çevrılmiş,bu namazı inkar değil mı?
(yürürken erişim kurmak erişimi inkar mı demek dedin ne dedin anlamadım?)

Bir sembolü aracı koymak putperstliğin sözlük tanımı ve eski cahılıye araplarını taklıd etmek değil mı?
(bizler semboller dünyasında yaşıyoruz…altımız üstümüz sağımız solumuz her yanımız sembollerle dolu…hatta şu yazdığımız satırlar bile …       T’nin A’nın R’nin I’nın birleşimiyle oluşan T.A.N.R.I sözcüğü neyin sembolü?.. sen örneğin bu sözcüğün yazılı olduğu bir kağıt parçasını ayağınla çiğneyebilir misin? Peki, bunlar da Kuru harfler değil mi? Yaradana semboller oluşturmak ona ortak koşmak değildir… Mekkeli putperestlerin taptığı şeyler eğer ortaklarını değil de Yaradanı sembolize etseydi onlar şirk koşuyor olmazlardı?)

VE DAHA BİR ÇOK SORU KURANI EKSIK GÖREN MEZHEP ALIMLERINCE HADIS VE ICME ILE AÇIKLANMAYA ÇALIŞILMIŞTIR.
(onların eksik görmediği hangi konu var ki?)




 

 

ALLAHIN İMAN EDENLERE VERDİĞİ ÖĞÜT ABDEST


Cunuplukten temızlenme, aklın örtülu olduğu halın bıtmesıdır yanı sehvet halının.
(sanırım bu sefer kelime kökünden bir şey bulamadı)Tum vucut yıkama abdesti sunnılerın Emevı zamanı yozlaştırdığı abdesttir.(yani tahrif edildi demek istiyor)Gelenekçi anlayışda sarhoş kişi duada okur,sacma mantıksız dıleklerde bulunabılır Allaha olan bu duasında ve ayrıca Kuranı sarhoş yada sehvet halınde ıken okuyup mısakta yanlış yorumlar yapabılır.(sen gelenekçileri boş ver ..kelimelerin şu an bilinmekte olan anlamlarına bakarak da doğruyu bulabilirsin)

Kişi eger su bulamanışsa elbette temiz bir toprakla elını dırsegını sıvazlama seklınde yıkama yapacaktır.Ayrıca tuvalet kelımesınden namazı bozan hallerı çıkarmak sadece zorlama yorumdur.
( Yoksa tuvalet dediğin de giyilen tuvalet olmasınJ)Mesela Edip Yuksel'e ve bazı mezheplere göre göre yellenme,kan ve cırılplak olarak namaz kılma, namaz bozmazken,baska mealcıye göre bozar.(demek ki ayrılık var… bırak hemen)

Oysa Allah nımetı tamamlamak istıyor,mısakta yanı ayetlerın okunmasında zıhın açıklığı istıyor,sız sarhoş bırıyle antlaşma yaparmısınız?Ertesi gun sözlerını hatırlamaz...
(peki sarhoşken aramızda anlaşma yapmayı yasaklayan bir ayet de var mı?)

04:43 Ey iman edenler, sarhoşken ne dediğinizi bilinceye kadar; cünüp iken de -yolcu olmanız hariç- guslünüzü edinceye kadar salata yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz hacet yerinden gelir veya kadınlara dokunmuş da(şehvet sarhoşluğu) su bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa teyemmüm edin; niyetle yüzünüze ve ellerinize sürün. Gerçekten Allah çok affedici ve günahları bağışlayıcıdır.

abdest ayeti ile peygamberin Kuran'ı tebliğ ve müminlere öğüt için düzenlediği salatlara ( Hud 114 te anlatılan fecr ve işa toplantı salatları)söylev / bağlantı için iştirak kuralları verilmiştir. Allah söyleve katılanların temiz olmasını ve ne dediği bilir durumda olmasını istemektedir.
(yani bu toplantılara katılmıyorsa sorun yok mu?) Çünkü sarhoş olarak söyleve katılan kişi Allah'ın sözlerini,okunan ayetleri anlamakta güçlük çekebilir veya onları alaya alabilir,yanlış yorumluyabılır,kelımelerı kaydırabilir. (sarhoşluk dediğinin içine şehvet sarhoşluğu da mı giriyor? vallahi en azmış durumda bile sarhoş gibi muhakemesini yitirip, saçmalayan bir adam görmedim)Bu hadiseden önce elleri, yüzü, vs... yıkamak da zihni açmak ve algılamayı kolaylaştırmak içindir,teyemmum şartı da elektıriği atmaya,bılınci açmaya yönelıktır,(toprakla elektriği atınca ayılan bir adam da görmedim)  yoksa kişinin ne dediğini bile bilmeden papağan gibi tekrarlayacağı birkaç dua için böyle bir şeyin istenmiş olmasının elle tutulur bir yanı yoktur.(papağan mapağan en azından okuyup dinleyen yani daha aktif olan taraf .. seninki gibi yalnız dinleyici taraf da değil)Zaten devamındaki 4:44-45-46 ayetlerde kitabın sözlerıyle alay eden,kelımelerın yerlerını kaydıran örtulu zıhnıyetlere dıkkat çeker.(öyle ise bence sen kör kütük sarhoşsun)

KAF suresi 19. ayet) Sonunda ölüm sarhoşluğu gerçekten gelmiştir; işte senin kendisinden kaçıp durduğun şey budur.

Âyette geçen “Sükârâ” ifadesi, sadece alkol türü nesnelerle sarhoşluğu kapsamaz. “Sukr” terimi, geniş anlamıyla insanın zihinsel melekelerini tam olarak kullanmaktan alıkoyan herhangi bir zihinsel uyuşukluk durumunu ifade eder. Yani bu, aynı zamanda uyuşturucu kullanma veya sersemleme yahut şehvet yoluyla aklın geçici olarak dumanlanması ve mecazi olarak ‘uyku sersemliği’ şeklinde tanımlanan durumlar için de geçerlidir. Açıkça normal muhakemenin şaştığı veya ortadan kalktığı her türlü durum demektir.
(arkadaş cinsel ilişki sonrası içki gibi sersemleyip muhakemenin bittiği söylemek.. yo yo asıl sarhoşluk seninkisi!)

Sarhoşluğun (zihin bulanıklığının) nedeni sadece içki değildir. Bir çok nedenle insanın aklı başından gider, kontrolu kaybeder. Kur’ân’ı Kerim’de bunun örnekleri verilmiştir. Mesela:

Âşagıdaki ayette bahsedilen sarhoşluğun nedeni ölüm korkusudur, içki değildir.

Hıcr suresi âyet 14, 15:“Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı kesinlikle şöyle diyeceklerdi: “Bizim gözlerimiz döndürüldü, bakışlarımız sarhoş edildi. Belki de biz büyüye çarpıtılmış bir toplumuz.”

Mesela Musa ve buyuculerle ılgılı ayette bahsedilen gözlerinin sarhoşluğunun nedeni sihir, göz boyamadır, içki sarhoşluğu değildir..
(doğru..kendinde olmama hali)

Hıcr suresi âyet 72:“Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.”


Bu ayette konu edilen sarhoşluğun nedeni içki, uyuşturucu değil şehvettir. (Konu Lut kavminin sapıklığıdır
.
(meşru olarak eşiyle cinsel ilişki kuran bir mümin ile gayrı meşru bir şekilde eşcinsellik yapan azgınlar aynı sarhoşluktalar öyle mi?)

Hacc suresi âyet 1, 2:

“Ey insanlar! Rabbinizden korkun. Çünkü kıyamet saatinin zelzelesi gerçekten çok büyük bir şeydir.Onu göreceğiniz gün her emzikli kadın emzirdiğinden vazgeçer ve her gebe kadın taşıdığını düşürür. Sen o gün insanları sarhoşlar halinde görürsün; oysaki onlar sarhoş değillerdir, Ama Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”.


Buradaki sarhoşluğun nedeni de kıyamet depreminin meydana getirdiği korkudur.Sarhoşluk/zihin bulanıklığı sadece içki içmekle olmuyor, başka nedenlerle de oluyor.
(ya senin okuman yok mu? Sarhoş sanırsın ama sarhoş değildirler diyor) Yukarıda sunduğumuz Maide suresinin 43. âyetinde “Sarhoşluk/zihin bulanıklığı” herhangi bir kayda bağlanmadan mutlak olarak “sarhoşluk/zihin bulanıklığı” olarak ifade edilmiştir. Bizlerin bu mutlak ifadeyi, sadece içki sarhoşluğu olarak anlayıp ona göre amel etmemiz gerçeğe aykırıdır.(sadece içki sarhoşluğu diyen yok… sonucu içki sarhoşluğu gibi aklı selim bir muhakemeden alıkoyacak ..yani ne dediğini bilmez bir hale koyacak her durumdur…peki cinsel ilişkiden sonra ne dediğimizi bilmiyor muyuz?)Sarhoşluk halı aklı ve ıradeyı örten durumlar için kullanılmıştır.Aklı örten ,dua ve Allah ıle olan her türlü baglanıtıda,salatta,duada kişiyi hataya açık hale getıreceği için Allah tarafından bu durumdan kurtulduktan sonra salata yaklaşmamız emredılmıştır.(doğru …her türlü erişim için)Cunuplukten temizlenme ihtılam halınden kurtulmaktır.Cunupken yanı ıhtılam halındeyken veya bu duruma yakın bır haldeyken,kışının aklı örtuludur, (yani ne dediğini bilmez demek istiyor)dua etme,Kuran okuma bunlardan uzak durulmalıdır.(ne dediğini bilinceye kadar yani) Su ıle elıyuzu yıkayıp elektiriği atma,kendıne gelme en hızlı çözumdur,verilen öğüt budur.(sonra elektriği atınca ne dediğini bilmeye başlıyorsun)

05:06 Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.

Allah gunahtır,haramdır dememiş,zorluk istemıyorum ama uzerınızdeki nımetımı tamamlıyayım şeklınde ögut vermiş,
(bir bakışa göre her hüküm bir öğüt..bir bakışa göre de her öğüt bir hükümdür)dua ederken,Kuran ayetlerını anlayıp,yorumlarken bılincın açılması,elektrığın atılması ve temiz olunmasıyla elbetteki Kuran okuma daha saglıklı ve daha verımlı olacak nımet tamamlanacaktır.(doğru ..şekilsel erişimde bunlardan yalnızca birisidir)Her an Allah ıle baglantı halındeyız ve huzurundayız,O Semidir,Basirdir,salat insanın tum yasamıdır,(yani cinsel ilişki de bir sàlàt olmuş olur ..hemi de sarhoş sàlàtıJ)yasam içerisınde temız olmak Allahın ılkel çöl araplarına ve bizlere ögududur.(artık bizim bu öğütlere ne ihtiyacımız kaldı ki.. o pis Araplar için inmişti.. yani bu da nesh olup gitmiştir bir ayettir….töbe töbe.)

Su hem temızler,elektrığı atar aynı toprakla teyemmumde olduğu gıbı,hemde bılıncın açılmasına yardımcı olur.Temizlik imandan gelir.Mesela adetten temizlenmek yani tahır olamak,adet halının bıtmesıdır,
(ama sarhoş değildir dimi?)5:06 da geçen cunuplukten temızlenmekte cunupluk halının bıtmesı,su veya toprak yardımıyla elektrığin atılıp, kışının aklının örtülu olduğu sarhoşluk durumundan çıkması ve zıhnın açılmasıdır.(o çok beğendiğin aleviler örneğin … ya da bir dünya adam cünüp halde dolaşırlar..demek ki akılları örtülü ve muhakemeden uzak..içki sarhoşluğu gibi bir durumdalar hemi?)

05:06 Ey iman edenler, salata kalkıtığınızda , yüzlerinizi, dirseklere kadar; ellerinizi yıkayın; başlarınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedın. Eğer cünüpseniz iyice temizlenin(bu halden kurtulun). Eğer hasta veya yolculukta iseniz veya biriniz hacet yerinden gelmişse ya da ihtılam olup(şehvet sarhoşluğu) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin, niyetle o topraktan ellerinize ve yüzlerinize sürun.Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.


Esasen salata yöneldığinizde demek hayata yaşantıya girdiğiinizde demekti,hayat vahyi ikame,fıılıyata gecırmedir..Müminin sabah kalkması salata kalkmasıdır, bu da sabah veya her yataktan / oturmaktan kalkışta olur.Her kalkış salatadır,
(peki yatması da sabah kalkmak için değil midir?cinsel ilişkiye girmesi de vahyi hayata geçirecek evlatlar sağlamak değil midir?)önce zihnen sonra bedenen her yönden tamamen önce sen temiz olmalısın mesela bir tebliğde bulunacaksan,güzel ve hayırlı bir işe girişeceksen eger.İman eden kişinin yaşantısı,her anı zaten salattır.Tuvalet,lavabo ...vs temizlik imandan gelir.(yani tebliği etmeden önce abdest alacağız…işe giderken ..otobüse binerken..bilgisayarı açarken… bir müminin güzel ve hayırlı olmayan bir işe kalkışması zaten düşünülemez….yoksa sadece dini işlerde mi?…amca lütfen bari yemekten önce ve sonrada alalım olmaz mı?)

BURDAKİ SALATI NAMAZ DIYE YORUMLAYANLARA SORUYORUM:

SARHOŞKEN KURAN OKUNUR MU? YADA OKUNAN BİR TOPLANTIYA KATILIP AYETLER ÜZERİNE YORUM YAPILIR MI?
(hayır muhakeme gerektiren hiçbir işe yaklaşmamalı)

NE DEDİĞİNİ BİLMEZ HALDEYKEN DUA EDILIR MI?
(ufaktan yaparsın canım…örn: “Tanrım beni bu içkiden kurtar”gibi…ama sen cinsel ilişkiden sonra demek ki dua bile edemiyorsun..yazık)

Abdest ayeti Maide suresinde gelmiştir. Namazın farziyeti ise en açık şekilde Nisa suresinde geçer, nüzul sırası bakımından Maide suresi Nisa suresinden sonra gelir. Bundan önce peygamberimiz namazı abdestsiz mi kılmış ya da kıldırmıştır?
(nasıl senin inandığın anlamlarda ki sàlàtını abdestsiz yapmışsa bunu da hakeza yapmıştır)

Salatı namaz algılayanlar,sarhoşken Kuran okumayada açık kapı bırakırlar.Oysa bu ayetteki salat,dua,Kuran okuma,toplantı söylevlerınde ayetlerı dınleme hepsını kapsar.Allah bılnç açıklığı istemektedır.
(doğru erişimin her türü)El yuz yıkama,teyemmum ıle elektrığı atma açıktır.(yav taktın elektriğe.. o devirde elektriğin ne gezer:)
Ordaki salatı ıkame namazdır diyerek sarhoşken Kuran okunur,ayetler yorumlanır,Allaha sarhoşken sacmalayarak dua edılıre açık kapı bırakabılırmiyiz?
(senin anlayışına göre de sàlàt=hayat olduğuna göre..ayılana kadar beynimizi stop etmemiz lazım)

SALATI NAMAZ ANLAYANLARA BİR SORU DAHA SIZCE NAMAZ KILINMIYACAKSA KIŞI TUVALETTEN SONRA SU BULAMAMIŞSA TOPRAKLA TEYEMMUM SEKLINDE ELINI DIRSEĞİNİ YIKAMASIN MI?
(niye yıkasın ya?sen yıkıyor musun?..hadi elini kolunu anladık da yüzünün konuyla ne bağlantısı var …temizlik diye o pis ellerini niye suratına sürsün?)TABIKI HAYIR BURDAKİ SALAT YASAMIN KENDISIDIR,KURAN BİR ÖĞÜTTÜR(peki elini pisliğe sürünce de ya şeyine dokununca da yıkamasın mı?..ya da tırnaklarını bilmem nerelerini de kesmesin mi?kuranda her şeyin yazması mı gerekir?)

 

(bak maide -90 yüce Yaradan aklı örten şeylerin suç olduğunu söylüyor .. demek ki cinsel ilişkiye girmek de suç?)


 

 

SONUÇ  

inanan bir kimsenin Yaradana yakarması,O’nu övüp yücelterek gücünü arkasında hissetmesi,O’na sığınarak desteğini alması ve O’nunla diyalog kurup inancını diri tutması....en öncelikli ihtiyaçlarından birisidir..

Bu normal insanların yanında elçilik şerefine erişmiş peygamberlerinse olmazsa olmazıdır…ve O’na yakınlaşması için de atabileceği ilk adımlarıdır.. keza muhammed nebi de diğer tüm elçiler gibi Sahibine bu adımlarla yaklaşmış ve kavuştuğu elçilik mertebesine de bununla erişmiştir..

yere kapanıp secde etmekse o doğup büyümüş olduğu toplumda bedensel saygı ifadesinin en doruk noktasıdır ..ve etrafında ki insanlar da bu yüzden ilahlarına bu edimlerle yaklaşmaktaydı.. ve muhammed nebi de nasıl ki onların övmek yüceltmek için kullandıkları sözcükleri çöpe atmak yerine katışıksız ve ortaksız bir biçimde Yaratıcısına kullanmışsa..işte bu bedensel sözcükleri de terk etmemiş  Sahibine yakınlaşmak için katışıksız şekilde kullanmıştır..

peygamberliğiyle birlikte kendisine gelen vahiylerde de yaşadığı toplumda bu edimler için kullanılan ‘secde’ ve ‘rüku’ gibi sözcükler kullanılıp.. bu yaptığı edimler kınanmak yerine tasdiklenmiş..ve birer kutsiyet elbisesi giydirilmiştir..

bununla birlikte Yaratıcı tarafından sabah ve akşam olmak üzere günün belli vakitlerinde farz kılınıp biz kullarının gündelik yaşamlarına işlenmiş.. ve keyfi bir amel olmaktan çıkarılmıştır..nitekim eğer programlanmayıp keyiflerimize bırakılsaydı birçoğumuz ötelemekten buna ayıracak zamanı kendimizde bir türlü bulamayacaktı….örneğin eğer Yaratıcımız günde bir kez dişlerimizi fırçalamayı emretmiş olsaydı ben herhalde şu aynada gördüğüm sararmış dişlere kavuşamayacaktım...

ayrıca Yaratıcımızla bağlantıya geçtiğimiz bu anları en bilinçli ve verimli geçirmemiz de istenmiş ..özellikle indirdiği öğütlerden öğütlenmemiz tavsiye edilmiştir….

ve yine ezberden okuma,hareket kısıtlılığı gibi sınırlar da konulmayarak sağlanmış olan genişliklerle… elimize alacağımız nüshalarla bunu yapabilmemizin önü açılmış… ya da örneğin telefon ,kapı çalması gibi zorunlu ve bizi rahatsız eden durumlardan da kurtulmamız için.. erişimimize ara verme olanağımız da  sağlanmış olmaktadır..

şunu söylemeliyim ki ben şahsen bu tür erişimler kurmadan Yaratıcıma yaslanabileceğimi ve O’ndan güç alabileceğimi hiç sanmıyorum… ve bunu içermeyen bir dini de asla düşünemiyorum…ve diyorum ki :Sahibimiz böyle meşru vesile ve sebeplerle bizi Kendisine yönelmekten hiçbir zaman esirgemesin.. bizi doğruya bundan çok daha yakın bir yola iletsin….doğruyu en çıkarsız ve korkusuzca arayanlardan kılsın..

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol