TESLİMHANE
  başörtüsü caizmidir?
 
 evet size çok cüretkar bir soru gelebilir ama
inanın bu onların sorduğu :
“başörtüsü farz mı?”sorusundan çok daha mantıklı bir sorudur..
evet O Yaradan adına haramlar uydurmaktan
daha tehlikeli bir şeyin olmadığını da biliyorum.
ama şunu da biliyorum ki O’nun adına uydurulmuş
bir haramı meşrulaştırmakta bir o kadar tehlikelidir!
ki zaten eğer böyle bir çekincem olmasaydı
hiç kuşkunuz olmasın
bu başlığın sonunda ki soru işaretini de bulamazdınız!
o diğerlerinin yaptığı gibi direkt “haram” diye de atabilirdim bu başlığı..
siz düşünün ki bir yerde ..
bir taşa  el sürmek O’nun adına farz kılınmış diyelim
sizce gidip insanlar gibi o taşa el sürmenin hükmü nedir?
bu taşa el sürmek caiz midir?
örneğin bu konuda
o kutlu örnekten gelme bir rivayeti de hatırlamaktayım..
hani o teslimkàrlığa gelmiş iki kabile liderine
o yüce elçi …çok öven (muhammed)..
o haram bildikleri ve yemekten kaçındıkları etten hazırlatıp
bunu yemedikleri takdirde
teslimkàrlığa da erişemeyeceklerini söylememiş miydi?..
ya şimdi gelip bize de
kızartılmış bir köpek eti sunsa
şu insanların kaçı yanaşırdı buna söyleyin?
belki sorduğum bu soru gereksiz gibi gelebilir sizlere..
ama onlar “baş açmak yasal mı?” gibi saçma sorular sorulduğu sürece
saçmalıklarının belli olması için
bu mantıklı soruların da mutlaka duyurulması gerekmektedir…
tıpkı anadil de ibadet etmemek haram mıdır? sorusunu
sormamız gerektiği gibi..
ve ben bu soruya cevaben diyorum ki:
örtülmesinin Yaradan buyruğu sanıldığı bir yerde
güneş…soğuk ya da başka bir mazeret de yoksa
bunun farz olmadığını bilen bir kimse için
bence baş örtüsü takmak caiz değildir..
ve  normal şartlarda bu amel
Yaradan’ı hoşnutluğu için yapılıyorsa
 bir takva ve sakınma  olsa da bu
böyle bir durumda ise açmak gereklidir.
aynı şekilde ..
farz diye uydurulmuş bir namaz vaktinde de
kılmak değil tersine …kılmamaktır gerçek takva..
çünkü O’nun indirdiği ruh ile
örülmüş şu ruhum
bana bu sonucu bildirmekte..
bunlar benim vargılarımdır
ve sizden de görüş belirtmenizi istiyorum
fikrimi değiştirebilecek bilgileriniz varsa elinizde
ne olur esirgemeyiniz benden…
ki kalmayayım bir yanlışın üzerinde..
eğer bu konuda da bir form düzenlenmiş
ve konuşulmuşsa …kapatın bu konuyu
beni o forma yönlendirin..
evet haydi !
ezip geçelim O Yaradanın  koymadığı
ve koymasının da hiç bir mantığı olmayan
 ne kadar kanun ve kural varsa!
 
 
 dediğim gibi:
ben bu formu o;
örtü sınırlarının farkına ….hakkıyla varıp
bununla O yüceler yücesi Yaradanın
neleri kastettiğini anlamış
o kimselere yönelik olarak düşünmüştüm aslında…
ama son olarak diyorum ki …farkına varamamışlara
bakın sizler hep saçlarının tek bir telini dahi
açıkta bırakmayan
örtünme biçiminizle düşünüyor
ve yargılıyorsunuz hep
o cahiliye toplumunun ..örtünme biçimini..
ve bu yüzden gerekte hissetmiyorsunuz
O’nun bir de….bu konuda uyarı yapıp
<ve siz ..saçlarınızı da
hiç görünmeyecek bir biçimde bağlayınız>belgesine de..
oysa o ancak ..kendisinden dağlar kadar değerli bir
‘ziynet’ den söz etmekteydi yalnızca…
görmüyor musunuz ki
şu Yaradana sırt çevirmiş düzenler
onu nasıl da kullanıyor..
neden böyle düşmanlık etmekteler sanıyorsun
bu ufacık bez parçasına…
onun sizler için bir başlık
ve savaşım kılıp
kutsallığına da …gözlerinizde
kutsallık katmak için değil mi?
ne zaman kurtulacaksın bu zalim oyunlardan..
ne zaman gerçek başlıklara erişip
gerçek satırlarına kavuşacaksın?
çık dışarıya bir bak
yüzlerce kimse bulacaksın
o sahte başlık altında
ziynetlerini sergileyen..
evet ‘ziynet’
ziynet ..süs…cazibe …çekiciliği olan her şeydir
(3/14)’de de görüleceği üzere
altın ve gümüş de birer ziynettir..
yani birileri için arzu ifade eden ..her ne varsa..
işte o cinsel cazibe bölgeleri de Sahibimizce
bu yüzden ziynet olarak anılmış ve anlatılmıştır..
‘yer’ diye ilave etmesi de…gerekmez zaten
ki o kelime …bir yerlerin adı için kullanılmış
ve o belge başında
‘iffet’ten söz edilerek de
bunun anlamı açıklanmıştır bizlere:
o ‘kıymet’ bize bu belgede
cinsel güdülerin gözünde
cezb edici bir yanı bulunan
değerleri ve kıymetleri anlatmaktadır ancak…
ve bildiğimiz takılarla.. mücevherlerle de bir alakası
bulunmamaktadır…bu yüzden
ki bunu kastetmiş olsaydı zaten
bu O’nun
<<ey adam ..oğulları tüm mescitlerde
ziynetlerinizi alın/edinin>>(7/31)ile çelişecekti..
çünkü o altın ve gümüşse
burada da böyle olacak
ve gizlenen bir takıyı yanına almanın da
hiç bir mantığı bulunmayacaktı..
ve yaptığınız o itiraza gelince:
bu da… o cinsel ziynetleri
yalın bir çıplaklıkla…sınırlamak yüzündendir..
çünkü renklerinin yanın da
onun biçimi ve hatları da bu ziynete dahildir..
yani altına bir kot ya da ..tayt bulunan ve
üstünde de tişört ya da badi olan bir bayanın da
ziynetleri açıktadır..
ve bu haliyle kendisini
cezb edemeyeceği kişilere
göstermesinde hiç bir suç ve beis yoktur..
ancak bunun haricinde…hattı boyutu ne varsa
herkesten de saklayıp…gizlemesi gerekir..
ve baş örtülü yönelim ve sığınımlara gelince
evet insan gerçekten de
zaaflı bir varlıktır..
bazı alışkanlıkları terk etmek
ona zor gelir şüphesiz..
ancak bu zorluklar  da peşinde
bil ki çok yüksek  puanlar da taşır..
ve alışkanlıkları yıkmanın tek yolu da
kendini onun zıddına  de alıştırmaktır..
belki yavaş yavaş
önce biraz …sonra yarım..sonra da zaman içinde
tamamen açarak
ama şunu bilmeli ki
işlediğimiz bir suçu…
başkalarına da gizlemek
onun büyümesini de engelleyecektir kuşkusuz..
bu iki yüzlülük değil
kirli çamaşırları…insanlardan gizlemektir ..
çünkü bir suç ne kadar  fazla görünüp
açığa çıkarsa
o nispette alışlığı da..fazlalaşır kişilere..
o halde siz ey hanifeleriz diyenler!
dayanın haydi direnin
ki sizin işiniz gerçekten de
daha zorlu ve çetin!
ama şunu da aklınızdan
çıkarmayın ki hiç bir zaman:
 gerçekten de değecektir
bu yaptıklarınıza..
o sonsuz karşılıklar için
 
bana ‘darp’=’salmak’ olduğunu kanıtlayan
bir belge getirecek olana dahi …derim ki:
madem siz gösterilen yere değil parmağa bakıyorsunuz
şu halde aklıma ilk gelen..(şu üzerinde tartıştığım ..örneğin)
 o toplumda ki fenomenliği ….kesin denen çok eşlilikle
ve eşler arasında ki adaletten söz eden o belge de
bana çok eşliliği de mi emretmiş oluyor…
onun üzerine konuştuğundan?
ya da erkeklerin başlarını ne yapmalı bu durumda?
onlara da o gerçek üzerin de..iffetlilik buyrulmadı mı?
neden akletmek istemiyorsun?
yüz dediğin saçtan koldan çok daha güzel değil mi?
neden onu sergilemekten sakınmıyorsun peki?
hem benim sormuş olduğum “baş örtüsü farz mı?” değil ki
bana bunları soruyorsun..
ben caiz mi değil mi …bunu soruyorum..
sen o soruyu halletme den buna nasıl geçersin?
senin sorunu içeren formlar zaten mevcuttur..
git orada yürüt sen bu tartışmalarını..
ben bunu aşmış olanlara yönelttim ancak bu sorumu..
ama ne yazık ki bir Yaradan kulu da çıkıp
evet ya da hayır demedi..
tıpkı hani bir süre önce…dilenircesine sorduğum
ve bir “bilmiyorum” bile bulamamış o: ZAVALLI SORUM gibi ..
yüce Sahibim buna  tanıktır…sizler de tanık olun
ben duyurdum imdadımı …ama yetişen olmadı!
yüce Yaradan hepimizi bağışlasın
ve Kendisi hakkıyla sevip ..hakkıyla korkanlardan kılsın
ve alıkoysun ….. bizi tutup alıkoyacaksa rızasından
dünyanın bütün nimetlerini….ve de güzelliklerini..
bana ‘darp’=’salmak’ olduğunu kanıtlayan
bir belge getirecek olana dahi …derim ki:
madem siz gösterilen yere değil parmağa bakıyorsunuz
şu halde aklıma ilk gelen..(şu üzerinde tartıştığım ..örneğin)
 o toplumda ki fenomenliği ….kesin denen çok eşlilikle
ve eşler arasında ki adaletten söz eden o belge de
bana çok eşliliği de mi emretmiş oluyor…
onun üzerine konuştuğundan?
ya da erkeklerin başlarını ne yapmalı bu durumda?
onlara da o gerçek üzerin de..iffetlilik buyrulmadı mı?
neden akletmek istemiyorsun?
yüz dediğin saçtan koldan çok daha güzel değil mi?
neden onu sergilemekten sakınmıyorsun peki?
hem benim sormuş olduğum “baş örtüsü farz mı?” değil ki
bana bunları soruyorsun..
ben caiz mi değil mi …bunu soruyorum..
sen o soruyu halletme den buna nasıl geçersin?
senin sorunu içeren formlar zaten mevcuttur..
git orada yürüt sen bu tartışmalarını..
ben bunu aşmış olanlara yönelttim ancak bu sorumu..
ama ne yazık ki bir Yaradan kulu da çıkıp
evet ya da hayır demedi..
tıpkı hani bir süre önce…dilenircesine sorduğum
ve bir “bilmiyorum” bile bulamamış o: ZAVALLI SORUM gibi ..
yüce Sahibim buna  tanıktır…sizler de tanık olun
ben duyurdum imdadımı …ama yetişen olmadı!
yüce Yaradan hepimizi bağışlasın
ve Kendisi hakkıyla sevip ..hakkıyla korkanlardan kılsın
ve alıkoysun ….. bizi tutup alıkoyacaksa rızasından
dünyanın bütün nimetlerini….ve de güzelliklerini..
——————————örtü
elbette ki yüce Yaradan bizlere o tesettür(gizler)’ün ne olduğunu anlamamızı sağlayacak bir takım işaretler vermiş… ve bunun da genel olarak o tahrik unsuru taşıyan kısımların sergilenmemesi olarak bizlere belirtilmiştir…..  ancak her ne kadar bunun kapsamını saçlar ..kollar …bacaklar diye tek tek sınırlamasa da … makyajlanmış bir yüz yada saç da bazen ..bacak gibi bu kapsama girmeyeceğini de bildirmemiş…ve kabasını verdiği o ölçülerin detaylarını da vicdanlara bırakmıştır….bu da elbette o saptırıcıdan kaçınabildiği kadar kaçınmış …ve en çıkarsız ve de saf bir vicdan ile mümkündür .. bir saç ile bacağı aynı kategori de değerlendirecek olan bir vicdansa.. ya gerçektende cahildir ya da düpedüz taraflıdır.. evet saçlar her ne kadar bir güzellik ve aksesuar olsa da türban da kimileri için saçtan çok daha ziyade bir aksesuar dır..  çünkü saçın örtmeyeceği yerleri de gizleyerek çirkinlikleri örtmektedir… eğer bu örtüye farz deniliyorsa kimileri için….kimileri için de takması haram olmalıdır.. halbuki onun katacağı çıkaracağı ne olursa olsun hiç bir zaman o anılmış olan ziynetlerin yanın da tahrikliğinden söz edilemez.. ancak o bir yerden sonra bacakların onun boyutuna yaklaştığını her çıkarsız vicdan onaylayacaktır..
bu bağlam da ….sorun tesettür değil o başlık yapılmış “türban” dır     ve böylesi bir ortamda o türbandan  uzak durarak ….Yaradanın talep ettiği gerçek tesettürle dolaşmak o takvanın ve sakınmanın aslıdır..  ki insanlar saçları açık ve cilbablarla her türlü ziynet hatları da gizlenmiş bir bayanı hele bir de o türbanlı teşhircilerin yanında gördüklerin de hiç bir mazeretleri kalmayacak O Esirgeyenin izniyle…
ama o tesettüre toptan bir şekilde ‘pislik’ demenin tek sonucu da türbanlara daha da sarılmaktan başkası değildir inanın…. yemin olsun bu lafı ilk duyduğum da bana öylesine  itici gelmişti ki ..ben bile neredeyse vazgeçip türbanı destekleyecektim O Sahibim üzerimde ki koruması olmasa… böyle sert ve toptancı sözcükler neyinize yarayabilir?…lütfen haddimizi ve sınırımızı iyi bilelim ve ‘O’nun halifesi ‘ liğimizi de hiç bir zaman aklımızdan çıkarmayalım…
yine örneğin bir yerde de:… “biz her gün yalnız ve de yalnızca O’na ‘abd’ kulluk..hizmet edeceğimizi günde kaç kez tekrarlarken … hiç O Yaradan köleliğe …izin verir mi?” denmekte……. oysa O ellerinin altında kiler’ için de yine ‘abd’..hizmetçi ..tabirini kullanan değil mi? …. evet işte bununla anlıyordu o zamanın insanları yönetici ile mutlak yönetici arasındaki farkı ve bununla çözmekteydiler insanlara kulluğun ne durum da O’na kullukla benzeşip kendilerini O’nun yolundan alıkoyacağını… oysa bizler hiç bir zaman ne O’na patron …. ne de patronlarımıza Rabbimiz diyebilmekteyiz…işte zaten ne geldiyse başımıza bu sözcüklerden gelmedi mi?…eğer şimdi bizler kapımızın önünde ki asmalığa cennet diyemiyorsak …o son varılacak bahçelere de hiç bir zaman cennet dememeliyiz.. O işte bunları sırf dünyamızdan ırak tutup soyutlaştırmayalım diye böyle dilemişken … ve hatta tutup bir de kendi nefsimizden bile bize örnek verip …köle-sahip ilişkisini bize açıklamışken biz yine de ne yapıp edip…..tüm bunları da elimizin tersiyle atıp çıkarmışız hayatımızdan…….. …………………………………………..  ve şunu da son olarak sözlemek istiyorum ki……………………… asgari ücretle 12 saatlik mesaileri tatmış biri olarak bırakın bir teslimkàrın kölesi olmayı siz…bir ebu cehilin bile kölesi olmayı yeğlerim şu an çalışılacak bir çok iş yerine…………….özgürlük öyle mi ?   …..eve vardığım da o bana kalan 1-2 saat için öyle mi? ….ebu cehil gibi besleyip barındırmak karşılığnda alın size onu da vereyim ne dersiniz? …..  bu asgari ücretle bir çoğu kirasını ve faturalarını dahi ödemekten acizken karnını doyurmaya zaten fırsat bulamıyor……    size tekrar tekrar yemin ederek söylüyorum ki : yakında Allah dilerse çekip gideceğim o doğal yaşamlara….ama eğer gitmeyecek olsaydım inanın gerçek bir teslimkàrın kölesi ve kulu olmak için ilan vermeyi düşünmekteydim…
kibirden ve gururdan uzak duran herkese duyurulur!..
 
 
hem bu ne demeye çıkar ….bilir misin?
kan bağını üsteleyip
o yargısal/dinsel kardeşliğe de
bu yaptığı ayrımcılıkla
gölge düşürmüş olacağını…
gel haydi vazgeç
ne büyük bir iş yaptığını göreceksin..Yaradanın izniyle
bak sana biraz daha destek olsun diye…
o kendiliğinden görünenler….cümlesi hakkında ki
düşüncemi de yazmak istersem son olarak..
bence bu da o beden ölçülerin de ki
fazlalıktan ya da ..
rüzgar ya da başka istenmeyen durumlardan oluşan
o meydana çıkış kaygılarını
gidermek adına  yazıldığını düşünmekteyim..
bak ne seni
ne de bir başkalarını tanımaktayım bu kanal da
gerçi  bu kanal demişken
ayrılmayı da düşünmüyor ..değilim
bu hışırtı ve bir takım
bozuk sinyalimler yüzünden..
örneğin odam da asılı duran o “yaşar bilmem kim den erişim tarifi”ni
hiç içim sinmiyor..
ya da sapkın bir takım adreslerin bulunması..örneğin..
bu kanala da veda edeceğim zaten yakında
ama iyi niyet taşındığını da düşünmem gerekiyor…bunun yanın da
o gerçek niyetini bilene dek..
bak… birbirimize danışmadan kararlar almamalıyız
Sahibimiz bizi bağışlasın
artık ben de dahil
bir daha yapmayalım kendimize güvenip..
o korunmuşun Sahibine and olsun
üç saatlik boş bir vaktim ya oluyor ya olmuyor
bunu da en öncelik işlere ayırmam gerekiyor
bu da o eşsiz yazılımı kendi sözcüklerime
indirmeye çalışıyorum..
onu yürekten bir sözlü metne
dönüştürmeye uğraşıyorum..
ve ben henüz bu işin ta en başlarındayım..
buralara geliş gayemse ancak
Sahibime varmadan …varsa yakalamış olduğum ve
yakalanması gereken…bir doğru
onu ulaştırıp..kurtulayım yükünden..
ve hem de kendimi…sınamış ve
ölçmüş olurum da…doğrularımın keskinliğini
ki zaten yaşamla yazılabilir…
o korunmuş okunum..
ben de tadıp yaşayarak
pratiğimle sınamalıydım….tüm bu teorileri..
ama gördüm ki meğer henüz
ne kadar da toy ve hammışım bu işlerde..
çok daha gelişmem ve eğitilmem gerekiyormuş
Sahibimden ve sizden yaptığım yanılgılar için
bağışlanmalar diliyorum..
Sahibim bizi doğruya bundan çooook daha yakın etsin..
doğruyu een çıkarsızca arayanlardan etsin..
ve inadı …gururu…nankörlüğü
ezip geçmişler…kılsın..
(not…bunu savananın özeline atamayınca
buraya atmak zorundaydım…O’nun bir hikmeti gereğince..)

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol